Öncelikli bizlere sağlık, sıhhat, sabır ve nimet veren Allah’a şükür ederek yazıma başlamak istiyorum. Çünkü, O(cc) bizlere bu nimetleri vermeseydi, bizler orucumuzu da tutamazdık, bu yazıyı da yazamazdık. Aciz ve fakir olan biz kulları Cenab-ı Allah’a ne kadar şükretsek azdır…
Şüphesiz Kur’an en doğru olanı söyler. Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd, Peygamberlerin Efendisi Muhammed’e(sav) ailesine, ashabına salat ve selam olsun…
Elhamdülillah Ramazan ayının en güzel günlerini yaşıyoruz. Artık en büyük geceye sayılı günler kaldı. Kadir Gecesinden bahsediyorum.
Değerli dostlar bu büyük geceyi diğer gecelerden farklı kılan şey, biliyorsunuz ki Kur’an’ın bu gecede indirilmesidir.
Peki Kur’an nedir? Bu sorunun cevabı önem arz ediyor. Evet hepimiz deriz ki: “Kur’an bizim kitabımız, eyvallah ama bir de bu işin bilen insanlardan dinleyelim isterseniz.
“Kur’an hidayet ve i’caz kitabıdır” diyor, Dr. Ali Özek ki kendisi bu alanda önemli çalışmalara imza atmış bir kişi.
KUR’AN HİDAYET KAYNAĞIDIR
Evet, Kur’an hidayet kitabıdır, çünkü onun iniş sebebi, insanlığa doğru yola yönetmektir. Evet o bir i’caz kitabıdır, çünkü Kur’an’ın bir zat kendisi mucizedir.
Kur’an aslında okumak manasına gelen bir mastardır. Nitekim kelime bu manada yine Kur’an da şöyle buyrulmuştur: “(ya Muhammed) Vahiy gelirken acele ederek dilini oynatma. Zira O’nu senin kalbinde toplamak, sonra onu sana okutmak bize aittir. Biz O’nu okuduğumuz zaman sen sadece onun okunuşunu izle!”
Okumak manasına gelen Kur’an kelimesi, daha sonra vahiy olarak peygamberimize indirilen Fatiha ile başlayıp, Naz serisi ile biten sure ve ayetlerden meydana gelmiş ve Mushaf adı konmuştur.
Mushaf’ın tamamına Kur’an denildiği gibi bir kısmına, hatta bir ayetine de Kur’an deniyor. Yüce kitabımızın başka adları da vardır. Örneğin Furkan Zikr gibi…
Kur’an 23 senede peyderpey Efendimize vahiy olarak indirilen Cenab-ı Allah’ın sözleridir. Bu nedenle Kur’an okuyan bir insan Allah(cc) ile konuşmuş gibidir. Hatta Cebrail(cc) ve Efendimiz ile de konuşmuş gibi olur..”
KUR’AN İLE DİRİLMEK
Cahiliye toplumları her dönemde kendilerine gönderilen kitaplar ve peygamberler vasıtası ile cehaletlerinden kurtulmuş ve hakkın yoluna yani adalete dönerek huzuru bulmuşlardır.
Son peygamber Efendimiz döneminde de bu böyle olmuştur. Şimdi son cahiliye döneminde yaşayan biz insanlar da eğer kurtuluş yani huzur ve adalet istiyorsak yeniden Kur’an ile buluşmak ve çağın dirilişine imza atmak zorundayız.
İşte Kadir Gecesi bize böyle bir fırsat verir. Bu nedenle 80 yıla bedel bir gecedir. Bu güne kadar ne yapmışsak, tövbe edip, Allah’a sığınıp boyun eğip, secde edelim. Kur’an’a uygun bir yaşam sürdürmeye ant içelim…
Peki günümüz de bu mümkün mü? Eğer iradeniz elinizdeyse elbette mümkündür. Yani içki şişelerini kırmak, faizden uzaklaşmak, helal dairede yaşamak hiç de zor değil.
Bilenler iyi bilir, iman etmek, küfür etmekten çok daha kolaydır. Yeter ki, şu günahları elimizin tersiyle atalım.
Bir defa Kur’an’ı bilmeyenler bir an önce öğrenmeli, bunu yapan gönüllü din görevlisi kardeşlerimiz var. Ardından Kur’an’ı öğrenip, yaşamımızı o mübarek kitaba uygun olarak sürdürmeliyiz. İnsan isterse, Allah’ın(cc) da iradesi ve yardımı ile her şeyi Kadir’dir. Bizler yeter ki, şu mübarek kitap ile buluşalım.
Kalın sağlıcakla.