Geçen gün,elimde kalem kağıt ,odasından içeri girdiğim zaman,yaşlı kadın yattığı yerden doğrularak oturdu ve bir süre gözlerini kapıdan giren ışığa alıştırmaya çalışarak kırpıştırdı.Köşedeki yatağından uzun zamandır pek kalkmadığı belliydi.İçinde bulunduğu zamandan çok,geçmişinde yaşıyor gibiydi.
Yavaşça yanına yaklaştım ve diz çöktüm.Yüzünde beni görünce,tanıma çabası göstermeden, mutlu bir gülümseme belirdi Feri sönmüş mavi gözleriyle,bembeyaz pırıl pırıl yüzü,sanki bir bebek yüzü gibi güzel ve masumdu.Kaldığı oda bu tebessümü hak etmiyordu.Yerde eski ve kirli bir kilim,köşede yöreye has ,mavrum denen cinsten çubuklu,kalın bez yayılmış kirli bir yatak.ortada eski ,içi küllenmiş ve ateşi sönmüş bir mangal vardı.Loş ve soğuk odanın,havasız,ağır kokusundan rahatsız oldum.
Böyle bir yazıyı ,yerinde görerek yazmayı düşündüğüm için gördüklerimden çok etkilendim ve üzüldüm.Çevrenin sıkıcı ve rahatsız edici ortamına alışkın olan yaşlı kadın,içeriye giren kişinin,odasında yarattığı değişiklikten mutlu ,beni sevinçle karşıladı.Anlatmak istediklerini kelimelere dökemiyor,sadece gülüyor ,yanında oturmam için yer göstermeye çalışıyordu.
-Nasılsın teyzeciğim,rahat mısın?Gülüyor.
-iyi iyi…
-Kaç yaşındasın ,hatırlıyor musun?
-Harpde yeni gelindim.Gözleri parlıyor ,kıkır kıkır gülüyor.
-95 Yaşındaymışın,öyle söylediler.O günlerden anlatabilir misin? Uzaklara dalarak bir süre susuyor,sonra dönüp yüzüme derin derin bakıp:”Harpde çok gıtlık oldu.Gonu gomşu çok aç galdık Gorhudan balara gaçdık.Gavurlar çok eziyet eddiler.”Susarak tülbentinin ucuyla oynamaya başlıyor,sonra başını tekrar kaldırıp yüzüme bakıyor.Birden hatırlamış gibi:Bahale sen Memmedin hanımımısın?Memmet çok ufaadı babası öldüünde.Notüür Memmet,Memmet gelmedi mi memmet?
Güldüm:”Mehmet iş’te,ben geldim seni ziyarete” dedim.
Odanın kokusu çok ağırdı.Burada devamlı nasıl yaşıyor diye düşündüm,üzüldüm.Biraz kapıyı açıp hava alması için bekledim.Ağır hava odaya iyice sinmişti,kolay kolay gitmiyordu.O sırada evin gelini kapıda göründü:”Bekliyoruz neden gelmedin?Ne yapıyorsun bu ihtiyarın yanında ,sıkılırsın ,hadi hadi yeter artık gelsene.
İçim biraz daha burkuldu.Ne kadar acı diye düşündüm.Yıllar önce her şeye sahip ve hakim olan insanın,yaşlanınca düştüğü durumu kabul edemedim bir türlü.Koca konağın tek sahibi ve yöneticisi…Güzelliği ve bonkörlüğü ise dillere destanmış.Zavallılık ve acizlik ona göre değildi.Bunu o da kabul etmiyordu zaten.Bu metruk yerde onuru ve gururu, yüzünde parlıyordu.Derinden bakınca asla yenilmediğini görebiliyordunuz.Sanki çamura düşmüş bir altına benziyordu.Değerini ,bu kirli ve bakımsız yerde ,hala kaybetmemişti.