6 Şubat’ta, yüzyılın en büyük felaketlerinden birini yaşadık. 6 Şubat’ta meydana gelen ve "asrın depremi" olarak nitelendirilen bu felakette çok sayıda can kaybı yaşadık.
Aradan geçen 21 ayın ardından, hala birçok depremzede konteynerlerde yaşamaya devam ediyor. Zor koşullarda yaşamaya devam eden bu insanlar için şartlar iyileştirilmiş olsa da, kimse tam anlamıyla rahat değil. Açlık ve susuzluk söz konusu olmasa da, barınma sorunu hala büyük bir mesele.
Bu kadar büyük bir felaketin ardından, binaların ve iş yerlerinin yeniden inşa edilmesi kolay bir iş değil. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kahramanmaraş ziyaretinde verdiği müjdelerle, büyük bir adım atıldı. Kahramanmaraş’ta 3.499 konutun, deprem bölgesinde ise toplam 24.559 konutun kuraları çekildi. Bu, toplamda 155 bininci konutun teslim edilmesi anlamına geliyor. Kahramanmaraş’ta da 24.559 konut teslim edilerek, şehir yeniden inşa edilmeye başlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bana bir süre verin, hepsine kalıcı konutlar yapılacak, kimse açıkta kalmayacak," demişti. Gerçekten de, Kahramanmaraş, modern ve sağlam yapılarıyla yeniden inşa ediliyor. Yapılan binalar, depreme dayanıklı ve uzun süre zarar görmeyecek şekilde inşa ediliyor. Bu, “Deprem insan öldürmez ama bina öldürür” söylemini hatırlatıyor.
Ancak bu büyük felaketten sadece Kahramanmaraş değil, çevresindeki 10 il de etkilenmiş durumda. Hatay, en fazla zarar gören iller arasında yer alıyor. Depremin etkileri yalnızca illerle sınırlı kalmamış, köyler ve ilçeler de büyük yıkım yaşadı. Örneğin, Nurdağı ilçesi neredeyse tamamen yerle bir olmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem sonrası defalarca Kahramanmaraş’ı ziyaret ederek, yerinde incelemelerde bulundu. En son, bakanlarla birlikte geldiği Kahramanmaraş’ta, kura çekimleri sonrasında Ak Parti’nin 8. İl Kongresi’ne katıldı. Burada verdiği müjdelerle, Ocak ayında 3 yeni hastanenin hasta kabulüne başlayacağını ve 17 bin 500 seyirci kapasiteli stadyum ve spor kompleksinin inşa edileceğini duyurdu. Ayrıca, birçok yeni proje ve yatırım planlarını paylaştı.
DEVLETİN GÜCÜ VE VATANDAŞLIK BİLİNCİ
Devlet, bizim ikinci ana kucağımızdır, toplum olarak varlığımızı sürdürmemizi sağlayan en önemli yapıdır. Toplumsal yaşamımızın her alanında güvenliğimizi ve düzenimizi sağlar. Devletin gücü, sadece hükümetin değil, her bir vatandaşın katkılarıyla pekişir. Özellikle devlet görevlilerinin duyarlılığı ve sorumluluğu, devletin başarılı olmasını sağlayan temel unsurlardır.
Hukuka saygı, toplumsal barış ve ulusal dayanışma, demokrasinin her alanında toplumsal huzuru korur. Türk siyasetinin önemli isimlerinden rahmetli Süleyman Demirel’in “Kim ne veriyorsa 5 fazlasını veriyorum” sözü, günümüz siyaseti için de geçerlidir. Geçmişteki vaatler ve siyasi hafızamızda yer etmiş olan ekonomik krizler, bize doğru kararlar almanın önemini gösteriyor. 1991 seçimlerinde vaat edilen “herkese iki anahtar” ve sonrasında yaşanan ekonomik zorluklar, hatırlanması gereken önemli derslerdir.
Ulusal ve toplumsal sorunlardan hepimiz sorumluyuz. Toplumsal barış ve insanlık değerlerine sıkı sıkıya bağlı kalarak, siyasal ayrılıklar yerine birleştirici adımlar atmalıyız. Bu zorlu günleri birlikte atlatmalı, geleceğe umutla bakmalıyız.
Yaşanan bu büyük felaketin ardından, kaybettiğimiz canlar için üzülmek ve ağlamak yerine çözüm üretmeli ve bu çözümleri hayata geçirmeliyiz. Türk insanının sabrı, hırsı ve kararlılığı, her türlü zorluğun üstesinden gelmemizi sağlayacaktır. Büyük felaketlerin üstesinden de birlikte gelir, sabırla çalışarak daha güçlü bir geleceğe adım atarız. Türk insanı, zor zamanlarda birbirine kenetlenir ve her engeli aşar.