Bilindiği gibi 6 Şubat‘ta yüzyılın depremini hep birlikte yaşadık.  Bu asrın depremin olarak nitelenen depremde çok can kaybettik. Depremden üzerinden günler haftalar geçti. Birçok depremzedeler çadırda ve konteynerde günlerini geçiriyorlar. Hiç kimse rahat değil ama açıkta aç ve susuz kaldıkları söylenemez. Bu kadar can kaybı ve binlerce binaların ve iş yerlerinin yıkılmasını kısa zamanda inşa etmek o kadarda kolay değil.  Cumhurbaşkanı Erdoğan” bana bir yıl süre verin hepsine kalıcı konutlar yapılacak kimse açıkta kalmayacak “dedi.
Cumhurbaşkanı bunu defalarca seslendirmişse bizde bir vatandaş olarak inanmak zorundayız. Bu depremden zarar gören yalnız ilimiz değil. Geride kalan l0  ilimiz daha var. Elbette bunların hepsinin Kahramanmaraş kadar zarar gördüğünü söyleyemeyiz. Bizden başka çok zarar gören birde Hatay bulunmakta. Bunların yanında yalnız 11 il değil. Daha bunların içerisinde ilçeler beldeler ve köylerde bulunakta Örneğin; Nurdağı İlçesi yerle bir olmuş durumda.  Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan depremden sonra üç kez ilimize geldi, incelmelerde bulundu. Bu günde İlimize gelerek bir dizi ziyaretlerde ve incelemelerde bulunacak. Ramazan ayının ilk gününde Milli irade Meydanını ve Karacasu geçici barınma Merkezi gibi birçok noktada depremzedelerle bir araya gelecek. Ramazanın ilk iftarını da depremzedelerle ilimizde açacak.
ONARIM:
Devlet bizim ikinci ana kucağımız, ikinci gökyüzümüz. İkinci yapımızdır. Varlığımızı sürdürmemiz için toplumsal yaşamımızın başlıca alanı olan yurdumuzun güvencesidir. Devletin güçlü ve başarılı olması için her vatandaşın içtenlikle katkısı, özellikle, devlet görevlilerinin duyarlılığı gerekiyor. 
 Hukuku karşı saygı, dayanma ve bağlılıktan demokrasinin her alanında ki gereklerine kadar ve çağdaş nitelikleriyle donatmak gerekiyor. Toplumsal barış ulusal dayanışmayı amaçlayan ulusal varlık ve ulusal yarar öne alınarak siyasal, kişisel, kazanç itilerek insanlık değerlerine sarılmalıyız. 
Türk siyasetinin kült isimlerinden Rahmetli Süleyman Demirel’in “Kim ne veriyorsa 5 fazlasını veriyorum ”Bu size günümüzde yapılan siyaset tamda bunu anlatıyor. 
Siyasi hafızamızı tazelemek babında 1991 seçimleri öncesinde her parti vaatlerini sıralar.
Daha sonra vaatler “herkese iki anahtarı” takip etti anahtarlarında bize unutamayacağımız ekonomik krizleri ve o krizleri kapatmanın yıllar aldığı da bilinmekte 
Ulusal ve toplumsal sorunlardan hepimiz sorumluyuz. Gelişigüzellikten kurtulup insanlık ve vatandaşlık değerlerin de buluşup birleşmek, toplumsal barıştan her alanda başarıya birlikte koşmalıyız. Siyasal ayrılıklar asla karşıtlık durumu dönüştürülmemeli, getirilmemeli. Bu zor günleri hep birlikte atlatıp yarınlara ümit içeresinde bakmalıyız.
Bu sözleri söylemek veya yazmak oldukça zor. Yaşanan bu depremde canlarını kaybeden birisi olarak oturup ağlamak değil,  çare aramak ve bu çareyi de olumluya çevirmek zorundayız. 
Her zorluğun üstesinden gelen. Sabırlı, hırslı ve kararlı ülke insanlarıyız… Yaşamakta olduğumuz büyük felaket inde üstesinden geliriz ama biraz sabretmek ve çalışmak zorundayız.
İşte Türk insanının özelliği de budur.