Geçen hafta sonu bir dostum telefonla aradı, uzun zamandır sesini duymamıştım,  şaşırdım! Hal-hatır sorulduktan sonra, anladım ki dostumuzun kızına bir başka arkadaşım oğlu için düğürcü gidilmiş. Damat adayı hakkında benden bilgi öğrenmek istiyormuş. Bana biraz zaman verirse yardımcı olacağımı söyledim. İki gün sonra damat adayını buldum bir süre sohbet ettim. Kız babası damadın dindar, namazında niyazında olup olmadığını bana öğren demişti.  Önceliğini takdir ettim, zengin mi, yakışıklı mı, sormadı…Genç kardeşimiz, Cuma Namazlarına gittiğini ancak beş vakit kılmadığını doğruca söyledi. Bana namaz kılmanın bir ayrıcalık olmadığını, hatta hacca gitmeninde.  Nice ‘dindar geçinenlere’ ticarette güven duymadığını örnekleri ile anlattı ve önemli olanın kalbin temiz olması ve kul hakkına riayet etmek gerektiğini ifade etti… Dolayısı ile bu görüşme bu günkü yazma konumuzu belirledi. Hakikaten gencin haklı olduğu yönler var mıydı? Acaba namaz kılmak, hacca gitmek bir ayrıcalık mı? Kalp temizliği tek başına yeterli mi? Namaz kılıp dindar kimliğe bürünen insanlar nasıl olmalı? EVLENİRKEN ÖNCELİĞİMİZ Evlilikten, ticari hayatımıza, yaşamımızdan ahiretimize din gerçekten belirleyici oluyor. Gerçek dindarlar güven veren, doğru yolda yürüyenlere bakarak bunu anlayabilirsiniz. Tabi günümüzde ‘fırıldaklıkda’ iş görüyor! Böyle olunca da temiz ve örnek toplumlar oluşturmak zor oluyor. Çünkü insanın kendisi zor bir varlık, bir de eğitimsiz olunca bunca sorunlarla karşı karşıya kalıyoruz. İsterseniz önce şu evlilik konusuna bir girelim. Çocuklarımızı evlendirirken çok dikkatli olmamız gerekiyor. Çünkü, boşanma oranları giderek artıyor ve hiç kimse de yavrusunun yuvasının yıkılmasını istemiz. Bu nedenle evlilik ortaklığını kurumunun kuruluşuna dikkat etmemiz gerekiyor. Efendimize bu konuda sahabeler soru yöneltirler. O(sav), evlilik konusunda uzun uzun bilgiler verir. Çok önemli on maddelik bir öncelikler sıralaması sonrası; Ancak der, evleneceğiniz zaman “ Siz iki şeye dikkat edin. Birincisi eş adayının imanı, ikincisi ise ailesi. İmandan kasdedilen şey belli,  bu ölçülere uyan eş Kur’an ölçülerinde bir yaşam sürdüreceği için evliliğin sorumluluklarını yerine getirir. Saygı, sevgi, sadakat gibi konulardan bahsediyorum. Biraz daha genişletecek olursak, eşler birbirlerinin hukukuna saygılı olursa, evlilik yürür, mutluluk yakalanır. İşte tam burada eşlerin namazını kılanlardan olması önem taşıyor,çünkü eşler denk olmalı. Mümin erkekler, mümine kadınlarla evlenmeli, bu Rabbimizin emridir. Madem eşler denk olacak öyleyse namaz kılmayan biri ile namaz kılan biri evlenirse sorun olur mu? Evet olur. Ancak , namaz kılmayan bir genç, evlendiği zaman eşinin desteği ile namaza başlayacağını samimi olarak kabul ederse, bu konuda  eşide ona destek verirse sorun yaşanmaz diye düşünüyorum. MÜSLÜMAN FARKLI OLMALI Evlilik konusu geniş, şimdilik burada keseyim. Benim diyeceğim şu ki, namaza kılan, hacca giden, sakal bırakan, dindar kimliği olan insanlar elbette dost doğru olmalı. Bir müslüman davranışlarıyla farklı olmalı, sözüyle de özüyle de, ibadetleriyle de farklı duruş sergilemeli. Hani, Efendimiz buyuruyor ya “ Namaz sizi kötülüklerden alı koymalı!” Madem oruç tutan, namaz kılan insan kötülüklerden uzak durur, o halde Müslüman kimliği ile ortaya çıkan insan toplumda model olmak için gayret göstermeli. Bu da onu Allah katında ayrıcalıkılı kılar. Çünkü takva sahiplerine Rabbimiz kıymet verir. Hacı ya da hocalar günah işlemez diye bir şey yok, onlarda insan onlarda günah işleyebilir ama hacı olan bir insan mutlaka temiz kalmaya çalışmalı, sözüm öncelikle de kendime… Gelelim, kalbim temiz o bana yeter diyenlere. Evet kalp temizliği çok önemli ancak yüce dinimizde ibadetlerin yapılması da önemli. Öyle olmasaydı, ibadetlerin farz olmazdı. Sonuç müslümanın muamelesi, sözü de özüde doğru olmalı. Bunu tam yapmadığımız içinde, İslam dünyasının başından sıkıntılar eksik olmuyor. Peki fırıldaklara sözümüz yok mu? Elbette var, hep onları yazıyoruz ya, bir günde iğneyi kendimize batıralım istedim. Kalın sağlıcakla.