Müslümanlardan bir karış ayrılan kimse İslam bağını boynundan çıkarmış olur.(Hadis-i Şerif) Geçtiğimiz günlerde Dozuzuncu Avrasya İslam Şûrası İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda 33 ülkeden 120 temsilcinin katılımıyla yapılmıştı; şura da alınan kararlar günümüz İslam dünyasına ışık tutacak kadar önemliydi. Şura, "Avrasya'da İslam, Din İstismarına Karşı Birlik, Dayanışma ve Gelecek Perspektifi" ana başlığı altında toplandı ve sonuç bildirisinde ise, hayatımızın her alanına sirayet eden bir tevhid bilincinevahdet gayretine ve kardeşlik coşkusuna ihtiyacımız var…” denildi. Bu nedenle de yazımın başlığını ‘vahdet ve diriliş’ olarak aldım. Rabbimiz bir toplum diriliş istiyorsa, kendini düzeltecek, Allah’ın ipine sım sıkı sarılacak ve emrolunduğu gibi dost doğru olacak buyuruyor! Çevremizde kan ve gözyaşı var, bu nedenle tevhid  bilincine, vahdete, kardeşliğe ve birazda coşkuya ihtiyacımız var. Genelde bu tarz resmi mahiyette olan toplantılar diplomatik dilin hâkim olduğu toplantılardır. Ancak bu defa kardeşlik diplomasisi oluşturuldu çünkü toplantıya katılanlar hepsi dünyaya ışık saçan aynı medeniyetin evlatlarıydı. Peygamberimiz(sav) müslümanlar kardeştir, müslümanlar bir bütünün parçalarıdır, birinin canı yansa diğeri de aynı acıyı duyar. Her birimizin sorunu hepimizin ortak sorunudur buyurmaktadırlar.   İNSAN YETİŞTİRME MEKANİZMALARI YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİLSİN Toplantının bana göre en önemli cümlesi şuydu; “Geliniz, insan yetiştirme mekanizmalarımızı yeniden gözden geçirelim…” İman ve akl-ı selim sahibi nesiller yetiştirelim. Sabırla, hikmetle, ilimle, Kitap’la, Sünnet’le, birliğimizin mührü icma ile, aklımızın gücü kıyas ve içtihad ile yol alalım. Medeniyetimizin 1400 yıllık müktesebatını dışlayan, İslam’ın mutedil yoluna aykırı yorum ve dayatmalar içeren, şiddet ve zorbalık öngören nevzuhur dinî akımlardan gençlerimizi koruyalım. Eyvallah! Bundan daha doğru reçete olmaz. Aslında cümle açık, imanlı ve aklı selim nesiller yetiştirelim deniyor. Yani iki kanatlı kuşlarımız olsun, hem kalbi hem zihni güçlü gençlik arzulanıyor. Mevlana şöyle der; “ Öyle bir nesil yetiştirelim ki, imanı padişah, aklı vezir, nefsi ise insana asker olsun.Öyle ya imansız kalp sinede yük demiyor mu şairimiz.   ULUSLARARASI OLMALI Evet Avrasya İslam Şurası, bugüne kadar pek çok hayırlı hizmete imza atmıştır. Şura’nın, İslâm İşbirliği Teşkilatı bünyesinde gözlemci statüsü kazanmış olması sevindirici bir gelişmedir. Ancak Şura’ya üye ülkelerin girişimleriyle uluslararası bir statü kazandırılması artık bir zorunluluktur. Bu Şura’nın bir platform olmaktan öte geçerek dini ve ilmi alanlarda kalıcı bir işbirliği teşkilatına dönüşmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Zaten Diyanet İşleri Başkanlığı da aynı şeyleri istiyor. Nitekim toplantı sonunda Başkan Görmez’in şu açıklaması manidar; “İslam Şura’sının, barındırdığı istişare, tahlil ve tefekkür gücüyle hepimize umut, itidal ve hakkaniyet aşılayacağına dair inancımı yinelemek istiyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Avrasya coğrafyasında yerleşik Müslüman ülkelerin dini kurumları ve Müslüman toplulukların kuruluşları arasında din hizmetleri ve eğitimi alanlarında işbirliğini geliştirmek maksadı ile yaptığımız bu toplantılar inşallah hayre vesile olacak.”   DİN BOŞLUK KALDIRMIZ Aslında tabiatta hiçbir şey boşluk kabul etmez. Siz bir alanda boşluk bırakırsanız, birileri gelir o boşluğu doldurur. Doğru insanlar, doğru düşüncelerle bunu yapsalar hadi idare edersin ancak FETÖ’de bir gerçeği gördük ki, boşluğu yanlış insanlar doldurdu, dini istismar ettiler. En sonunda ise ülke de darbe girişimi yaptılar. Ülke uçurundan döndü, Allah korudu bu milleti! Diyeceğim şu ki, yüce dinimiz doğru kaynaklardan, doğru insanlardan öğrenmemiz gerekiyor. Böyle olunca, toplumda her türlü sosyal hastalık azalır. Terör, uyuşturucu, hırs, iftira, uyuşmazlıklar ortadan kalkar, milli birlik ve dayanışma ruhu gelişir. Bu da vahdeti oluşturur. Milletler ancak aralarındaki bağlar çözülerek herkes kendi başına derdinekandi havasına kendi menfaatini temin etmek kaygısına düştüğü zaman yıkılır.(M.Akif Ersoy) Daha ne diyelim! Kalın sağlıcakla.