Edinilen bilgilere göre Kahramanmaraş Sütçü imam üniversitesinde 600 ön lisans 1624 lisans, 24 yüksek lisans ve 14 doktora olmak üzere toplam 62 ülkelerden gelen 2264 öğrenci eğitim ve öğretim görüyorlar.

Bu ülkelerin içeresinde en çok öğrencisi olan ülke 1419 ile Suriye, Endonezya 86, Türkmenistan 79, Azerbaycan70 Somali 61, Mısır 34, Afganistan 39 öğrenci takip ediyor. Tunus, Kosova, Pakistan, Portekiz, Uganda, Gürcistan, İspanya, İsrail, Fransa, Avusturya, Almanya, en az öğrencisi olan ülkelerdir.

Bilindiği gibi Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1992 yılında kuruldu. Şu an itibariyle resmi olmayan rakamlara göre 50 bine yakın öğrencisi bulunmaktadır.

Ülkemizde üniversitelerde eğitim ve öğretim gören yabancı öğrenciler. Mezun olduktan sonra muhtemelen ülkelerine gitmekteler. Gittikleri ülkelerinde bizim lehimiz çalıştıklarını ve bu sayede ülkemizin daha iyi tanıtıldığını biliyoruz. Bunlar gönüllü elçi olarak görev yapmaktalar. Bilhassa ihracatta ve turizm de büyük katkıları olmaktadır.

DİĞER TARAFTAN:

ÜNİVERSİTELERİN İLİMİZE KATTĞI EN ÖNEMLİ DEĞER KUŞKUSUZ ENTELLEKTÜEL ZENGİNLİKTİR.

Üniversiteler sırf öğrencilerin yarattığı ekonomik hareketlikten ibaret olduğunu görememek gerekir. Üniversiteler şehre kattığı en önemli değer kuşkusuz entelektüel zenginliktir. Üniversiteler bulundukları illere entelektüel hayatın, bilimin, kültür ve sanatın lokomotifi konumundadırlar. İki üniversitemizin Kahramanmaraş’a oluşturulduğu çok önemli bir entelektüel katkısı var.

Üniversitelerin görevi farklı bilim alanlarında uzmanlaşmış akademisyenler ve uzmanlaşmış kadrolar bulunmaktadır. Bu kadar akademisyenin yaşadığı bu ilde öncelikle bu entelektüel birikimin kıymetini bilmek ve bunu iyi değerlendirmek gerekiyor. Ayrıca yalnız KSÜ de yıllık olarak gerek ulusal ve gerekse de uluslararası bilimsel, sanatsal ve sportif onlarca etkinlik düzenleniyor. Bu etkinliklerin ilimize kattığı ekonomik, sosyal ve entelektüel değeri unutmamak gerekiyor.

Kahramanmaraş sanayi ve ticaretin de rekabet gücü yüksek ve şehrin uzun vadede daha ileri hedeflere taşıyacak sektörler aslında bellidir. Bunun başında tekstil ve metal mutfak ürünleri gelmektedir.

Bunun yanında Üniversite –sanayi işbirliğinde AR-GE faaliyetleriyle birlikte yürütmek ve çıktılarını ürün haline getirmek ve patentlendirmek, mevcut, modernizasyonları, destekler ve uluslararası stantlarda sertifikalandırılmaları gerekir diye düşünülmelidir. Bu konuda Üniversite ve sanayi işbirliği istenilen düzeye gelmediğini biliyoruz. Bütçenin her yıl açık vermesinin nedeni; üniversitelerin yeteri kadar teoloji ürünleri üretemediğinden kaynaklandığı söyleniyor. Bu açığı kapatacak üniversiteler olmalıdır. Devletin kıt imkânlarına rağmen hemen birçok üniversitelere teknokentler ve laboratuvarlar kuruldu. Ne yazık ki bu kadar yatırımlara ve akademisyenlere rağmen kayda değer bir gelişme sağlanamadı.

Üniversiteler bu gelişmeleri sağlamak zorundalar. Gelişmiş ülkeler nasıl bu işi çözmüşlerse bizimde çözmemiz gerekir.