Dünyada meydana gelen doğal olaylar elbette kendi kendine olmuyor. Onu tetikleyen bir sebep ve sonuç var. İnsan sanıyor ki , bunlar kendi kendine veya bazı sebeplere bağlı olarak oluyor. Bilmiyor ki o sebepleri de o olayları da harekete getiren geride bir gizli güç var, bir türlü bunu aklademiyor, veya inadından kabullenemiyorlar. Dünyada kendi kendine olan veyahut tesadüfi olan bir olay yoktur. Dünyada tesadüf diye bir şey yok. Tevafuk vardır. Uygunluk var, bir birini destekleyen olaylar vardır. Toprak olmasa , yağmurun bir değeri olmaz. Yağmur olmasa , toprağın bir anlamı olmaz. Yağmur yerdekilerin o garip ve aciz halini gürünce , merhametinden ağlar, göz yaşları ile toprağı sular. Toprak da ona bin teşekkürle gülerek bayram eder. Toprak ana, denmesinin bir sebebi de budur. Kucağında binlerce canlıyı besler. Yer yüzü gül gülistanlık olur. Böyle olmasına rağmen, Kainat bazen yerdeki insanların asiliklerinden veya yaptığı zulümlerden dolayı onları uyarıp yola gelmeleri için yaratıcının emri ile cezalandırır. Arada bazen masumlar, suçu olmayanlarda bundan nasibini alır. Ama; önemli bir fark var, o da ; Zalimin canı, malı, neticede her şeyi, meccanen, boşu boşuna kendine hiç bir faydası olmadan heba en gider. Ama inanan bir mazlumun kendisi şehit, malı mülkü nesi varsa sadaka hükmüne geçer. Gerçekte , zalimin ve küfürle ölenin cezası, ebedi alemde, ebedi cehennemdir. Ama, Rabbül alemin, zaman zaman, dünyada da ibret olarak gösterir ki, aklı selim olanlar bunu görüp kendine çeki düzen versinler. İşte dünyanın baş belası olan abd. Başına gelenlerden hiçte ibret alacağa benzemiyor. Zennetmesin ki, bu yangınlar, tayfunlar, tusunamiler, kendi kendine oluyor, Rabbim; onları zulmünden dolayı cezalandırıp uyarıyor ama; İbret alacak vijdan ve anlayacak kalp kalmamış. Tüm insanlara da bir uyarı veriyor. Eğer sizlerde zalim olursanız sizin de başınıza aynı şeyler gelebilir diyor. Bakıyoruz , yeryüzünün çeşitli yerlerinde, genelde, fakir ve masum insanlar hep sıkıntı çekiyor. Zalimler ve küfür ehli görünüşte rahat bir hayat yaşıyor. Genel olarak fakirler ve garipler sıkıntı çeki yor. Tarihe baktığımız zaman dünyada en çok sıkıntıyı Peygamberler ve Allah dostları dır. Dünyanın fani hayatına bedel ahirette ebedi olarak cennetin yıldızları ve sultanları olmuşlardır. “Dünya kafirlerin cenneti, müminlerin ise zindanıdır”. Onlar ölümünden sonra ebedi olarak cehennem odunu olacaklardır. İmanlı olmak şartı ile burada çekilen sıkıntılar orada ebedi cenneti kazanmalarına sebep olacaktır. Kafirler de orada ebedi olarak cehennemin yakıtları olacaklardır. “ Cennet ucuz değil, cehennemde lüzumsuz değildir.” Ey masumlar ! üzülmeyin, müsterih olun , ümit var olun, sizler, o zalimleri o küfür ehlini ebedi olarak cehennemde olduklarını gördükçe sevinçle onları seyredeceksiniz. Kainat Halıkının zalimler için hazırladığı ebedi olarak kalacakları zindanını, hapsane-i küprasını gördükçe onlardan tam intikamınızı alacaksınız. Bu fani ve kısacık bir dünya hayatına bedel ebedi hayatta sizler sultan, onlar cehennem yakıtı olacaklardır. Çükü ; Allah kitab-ı keriminde; “Cehennemin yakıtı insanlar ve taşlardır” buyurmaktadır. İşte masumlar onlardan ebedi olarak intikamlarını tam alacaklardır. “ Yaşasın kafirler için cehennem”… Ne mutlu Allah’a teslim olup sabırla o yolda yürüyen yolculara. Kainatın sahip ve yaratıcısına emanet olun.