Kanlı bir yılı geride bıraktık. Yeni umutlarla girdiğimiz 2017 yılını neşe ile karşılayan, masum insanlara karşı yapılan terör eylemlerinde maalesef, yabancı ve yerli 39 insanlarımızı kaybettik. Devlet büyüklerinin söylediğine göre buna benzer terör eylemlerinin devam edeceğini açık açık dile getiriyorlar. Öylede oldu Rusya büyükelçisinin haince öldürülmesinden birkaç gün sonra bu kez İstanbul’da toplu katliam gerçekleşti. Türkiye’nin rahat bir nefes almasını istemeyen devletler ve onun arkasındaki terör örgütlerinin olduğu biliniyor… Bu terör eylemlerini elbette ülke olarak bir karşılığı olacaktır. Birçok ülke buna benzer terör olaylarından sonra üzüntülerini bildirmeleri hep adet haline geldi… Türkiye cumhuriyeti için 2016 yılı kara bir yıl oldu. Tarihe böyle geçecek ve böyle anılacaktır. 93 yıllık tarihi boyunca Türkiye’nin doğrudan varlığına kast edilen başka bir yıl yaşanmadı! Türkiye, 2017 ‘ye de gelindiğinde bu yeni yıla ülkemizin bütünlüğüne kast eden bu dört örgüt PKK, FETÖ, DHKPC, DAEŞ ve uzantılarına karşı mücadeleyle giriyor. Bir varlık ve yokluk savaşı veriyor.2016’da yaşadıklarımıza karşın 2017 ‘den umutlu girmeyi beklerken işte yine terör örgütleri boş durmadı. Reina katliamını yaptı. 2016 yılını karanlık ve sisli bir yıl olarak adlandırsak da en önemli terör saldırısının başında FETÖ terör örgütü başı çekmekte. Ülkemize el koyma için kanlı darbe girişimine, ülke olarak karşı koyduk… Ve… “Millet olma özelliğimizi elde ettik” Buda tüm terör hareketlerine verilecek en büyük cevaptı. Biraz geçmişten bahsetmek istiyorum: 1999 yılında rahmetli Bülent Ecevit’in başbakanlığında, ANAP DSP ve MHP ile koalisyon kurulmuştu…  Siyasi görüşleri birbirlerine zıt olmasına karşın uyumlu bir şekilde devam ediyordu... Kötü giden ekonomiyi düzeltmek için ABD’den Ekonomi Uzmanı Kemal Derviş ‘i getirerek ekonominin başına koymuşlardı. Kötü giden ekonomi yavaş yavaş düzelmeye başlamıştı Ki… 2001 yılında aniden üç parti arasında birden anlaşmazlık çıktı… Başbakan Bülent Ecevit “düğmeye biri bastı ama kim bastı bilmiyorum” demişti. Daha sonra koalisyon hükümeti bozuldu. Koalisyonda görev alan bu üç parti ilk seçimlerde baraj altında kalmışlardı! Aradan bunca yıl geçmesine rağmen ülkemiz bazı yıllar terör örgütünün saldırılarına sahne oldu. Bazı yıllarda terör örgütü frene bastı ama 2016 yılında terör örgütünün sayısı arttı hem de saldırıları yoğunlaştı. Ne kadar terör saldırılarına maruz kalsa da ülkemiz “bazı şerde hayır vardır ”atasözünü doğrular nitelikte. Türk halkı her terör saldırısında biraz daha kenetlenmekte ve teröre karşı dik durmaktadır. Bizi biz yapan en başta milli duygularımız gelmekte. Hiç bıkmadan usanmadan tüm dünya ülkelerine gösteriyoruz... İnşallah bir gün onlarda anlayacaklardır. Sonuç olarak: Teröre, sinmeyeceğimizi göstererek, farklı renklerimizi bir kenara bırakarak her zamankinden daha fazla kenetlenerek alt edebiliriz. Sindiğimiz, yılgınlığa düştüğümüz gün biliyoruz ki, Hürriyetimizi kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığımız gün olacaktır. Bunun fazlasıyla bilincine sahip olan insanlarımız aş, iş ve başka istekleri bir kenara bırakarak önce “vatan” diyerek vatan olmadan hiçbir şey olmaz gibi düşünceler ağırlık kazanmaktadır.