Dünkü yazımda gençliğin yaşadığı zorluklar ve bu nesle sahip çıkılması gerektiğini uzun uzun anlatmıştım. Geçen hafta Milli Gazete bazı istatistik bilgileri aktardığında doğrusu tedirgin oldum. Çünkü, ailelerin dağılması bu sorunların çoğunu ortaya çıkartıyordu. İsterseniz önce rakamları paylaşalım, sonra değerlendirmemizi yapalım. İstatistiklere göre, suça karışmış çocukların yarıya yakını 11 yaş altı ve 12-14 yaş arasındaki çocuklardan oluşuyor. Son üç yılın verileri TÜİK tarafından henüz yayınlanmazken 2010 ile 2014 yılları arasının istatistikleri, durumun ciddiyetini gözler önüne serdi. Verilere göre, güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocuk sayısı 2014 yılında, 2013 yılına göre yüzde 6,2 oranında artarak 290 bin 414 oldu. Çocukların yüzde 57,5’inin 15-17 yaş grubunda, yüzde 24,5’inin 12-14 yaş grubunda, % 17,9’unun ise 11 yaş ve altı çocuklar olduğu görüldü.   AİLELERE ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR Haber aynen şu şekilde devam ediyor; “Türkiye’de yayınlanan istatistiklere göre uyuşturucu madde kullanımı ve çocuk yaştaki suç oranı her geçen gün artarak endişe verici boyutlara ulaştı. Lise öğrencilerinden gelen kötü haberler, aileleri bir hayli korkuttu. Birçok genç ya uyuşturucu batağına saplandı ya da işledikleri çeşitli suçlardan dolayı hapse girdi. Uzmanlar ise uyardı, yaşanan toplumsal sorunların nedeninin aileden kaynaklandığı söylendi. Güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocuk sayısı 2014 yılında, 2013 yılına göre yüzde 6,2 oranında artarak 290 bin 414 oldu. Çocukların yüzde 57,5’inin 15-17 yaş grubunda, yüzde 24,5’inin 12-14 yaş grubunda, yüzde 17,9’unun ise 11 yaş ve altı çocuklar olduğu görüldü. Güvenlik birimine gelen veya getirilen çocukların 2014 yılında yüzde 68,3’ü erkek, yüzde 31,7’si ise kız çocuğu oldu. Öte yandan sosyal kuruma teslim edilen çocuk oranı ise yüzde 3,1 oldu. Ancak geliş nedeni suça sürüklenme olarak değerlendirildiğinde; çocukların yüzde 80,8’i adli birimlere sevk edilirken yüzde 15,3’ü ailesine teslim edildi. Mağdur olarak gelen çocukların yüzde 87’si ailesine, yüzde 3,7’si sağlık kuruluşuna teslim edilirken yüzde 3,3’ü adli birimlere sevk edildi. Suça sürüklenme nedeni ile güvenlik birimlerine getirilen 117.486 çocuktan 45.211’ine yaralama suçu isnat edildi. Bu suçu 30.498 çocuk ile hırsızlık, 8.855 çocuk ile de uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satmak veya satın almak suçu izledi. Ayrıca 4.391 çocuk tehdit, 4.212 çocuk ise mala zarar verme suçu ile isnat edilerek güvenlik birimlerine getirildi.   YARALAMA SUÇU ÇOK FAZLA En çok yaralama suçu işlendi. Güvenlik birimlerine getirilen 117 bin 486 çocuğun; * 45 bin 211 yaralama * 30 bin 498 hırsızlık * 8 bin 855 uyuşturucu * 4 bin 391 tehdit * 4 bin 212 mala zarar verme suçları isnat edildi.” Evet, kökümüzü kurutmak isteyen ve bize değerlerimizden uzaklaştıran, gözü batıdan başkasını görmeyenler, maalesef bu rakamların kabarmasına neden olmuşlar… Peki bizim hiç mi suçumuz yok? Her yanlışımızı bir canavara bağlayan bizler sorumluluğumuzdan kaçmak için suçu hep başkalarına attık. Trafik terörü var, suçlusu trafik canavarı, oh ne güzel, surat yapan, tedbir almayan, emniyet kemerini takmayanlar işin kolayını bulmuşlar. Evlenip, rollerini yerine getiremeyen çiftler soluğu mahkemede almışlar, şiddetli geçimsizlik diye de bir şey uydurmuşlar. Çocuklar ortada kalıyor, sevgisiz… Ne bekliyorsunuz? Anne ve babadan sevgi ve sevgi görmeyen çocuk, elbette şiddete yönelecektir. Daha ne diyeyim, kalın sağlıcakla.