Daha sonra Adam Weishaupt’a “ Gizli bir Cemiyet kurması ve adının da İlluminati( aydınlanmışlar ) olması, Kolmer tarafından emredildi.   Dinler Tarihini, Mısır Gizemlerini, Büyücülük ve sihirbazlık konularını çok iyi bilen genç Profesör, Cizvit, Lucifer Tarikatlarını ve Masonluğu kendisine rehber edinerek,  Tapınakçıların da öğretilerini kullanarak, yepyeni bir cemiyet inşa etti. İsimleri yukarıda sayılan örgütlerin yapılanma anlayışları, gizlilik esasları, hiyerarşi modelleri ve komplocu zihniyetleri esas alınarak kurulan cemiyete, aydınlanmışlar veya ışığın çocukları anlamına gelen ve Kolmer’in de emrettiği şekliyle İlluminati adı verildi. Yeni yapılanmaya Masonlar, Lucifer ve Cizvit Tarikatı mensupları, asilzadeler, servet sahibi ola tüccarlar ve ateist olan filozoflar, kayıtsız şartsız katıldılar ve Adam Weishaupt’a, deyim yerindeyse “biat” ettiler.   Gizemli ve tehlikeli kişilik Kolmer ise vazifesini yapmış olmanın gönül rahatlığı içerisinde, Aydınlanmışlar Tarikatı liderini, Baron Von Knigge isimli, sıra dışı adamla tanıştırıp izini kaybettirdi. Baron’dan istenen şey ise İllumimati’yi devlet kademelerine sokmak ve cemiyete yeni üyeler kazandırmaktı. Öyle de oldu.  Von Knigge,  kaynakların verdiği bilgilere göre, yeni yapılanmaya 2000 üye kazandırdı. Örgüt için çok sıkı bir şekilde çalıştı. Avrupa’nın önemli ve güçlü şahsiyetleri de onun yönlendirmesi sayesinde Adam Weishaupt’a itaat ettiler ve cemiyetine üye olarak katıldılar. Örgüt gizlilik kurallarına son derece bağlıydı. Üyelerin adları ve periyodik olarak yapılan toplantıların yerleri bile şifrelenmişti.  Ne var ki bu gizlilik koşulları bile onlara, istediklerini tam olarak gerçekleştirecek manevra kabiliyetini kazandırmamıştı. Kıymetli okuyucularım belki de bugüne kadar hiç duymadığınız sıra dışı bir bilgiyi de sizlerle paylaşmak isterim. Aslında anlatmaya çalıştığım konu açık ve ortadaymış gibi dursa da durum böyle değildir. Çünkü onların istediği de zaten sanki her şeyin biliniyormuş gibi durmasıdır.   Kaostan, kan ve zulümden beslenen örgütün gerçek isminin İlluminati olduğu bile şüphelidir. Bunun sebebi ise Weishaupt’un bağlılarına yaptığı bir konuşmada gizlidir. Hukuk Profesörü görünümlü, bu katil ruhlu adamın kullandığı ifadeler, bendenizin tezini doğrular niteliktedir. O,  demiştir ki “ Tarikatımızın kuvveti, gizliliğinde yatmaktadır; hiçbir zaman onu asıl ismiyle ortaya çıkarmayın. Daima başka isimler kullanın ve asıl amaçtan değişik amaçlar gösterin “   Yani demem o ki, bu katiller,  sapıklar, şeytan seviciler güruhunun,  insanlığa zarar ziyandan başka hiçbir emeli olmayan cemiyetlerinin adı İlluminati olmayabilir. Ayrıca da zaten günümüzde de gözümüzün önünde başka başka isimler ile İnsanlık onur ve şerefiyle oynamaya, masumlarla dalga geçmeye, eğlenmeye devam etmekteler.  Baron Von Knigge, istedikleri düzeyde toplumu dizayn edemediklerini görünce, liderlerine bir akıl verdi. Bu projeye göre  “ sahte bir açığa çıkış ve deşifre olma hali yaratılacak, sanki devlet tarafından yok edilmişler süsü ile ebediyen ortadan kaybolacaklar ama farklı kimlikler ve teşkilat isimleriyle yollarına devam edeceklerdi.”  Öyle de oldu. 1786 yılında Weishaupt’un emriyle, polisler bazı feda edilmesi gereken kişileri tutukladılar. Mekânlara da baskınlar yaptılar.  Böylece, göz önünde olan ve ağırlık oldukları düşünülen her şeyden cemiyet kurtulmuş oldu.  Bu sayede İlluminati artık istediği güce kavuştu. Toplumu insanları dizayn edecek tasarım yapacak hale geldi.  Bu sahte yok oluş ve geri çekilişten sonra da asıl yapılanma ve İktidar devreleri başladı. İlluminati’nin lideri 1830 da öldü. Yerine General William Russel geçti.  1833 tarihinde yeni lider. (DEVAM EDECEK)