“Eğitim tek başına gerçeklerin öğretilmesi değildir; düşünmekiçin de aklın eğitilmesi gerekir!(A. Einstein)
Okullar açıldı, milyonlarca öğrenci ikinci yuvalarınakavuştu. İlk günün heyecanı görülmeye değerdi. Çocuklar bir yandanöğretmenlerine diğer yandan arkadaşlarına kavuşmanın sevinci ile koşuşupdurdular. Özellikle birinci sınıf öğrencilerindeki o çekingen, bir o kadardasevecen bakışları görmenizi isterdim. Biliyorum sizlerde ilk okulabaşladığınızda aynı sevinci ve tedirginliği hissetmiştiniz. Öyle ya ilk defaanne ocağından, eğitim ocağına teslim oluyordunuz…
İlkokullarda,“İlköğretim Haftası Kutlamaları” vardı. Öğretmen arkadaşlarımız, yılbaşıhazırlıklarını seminer programları çerçevesinde hazırlandıkları için, onlar daöğrencilerine kavuşmanın heyecanını yaşadılar. Şahsen, ilk göreve başladığımgünkü kadar olmasa da yine mesleğimin onurunu duyarak, erkenden okuluma gittim.Elhamdürillah, bismillah….
Evet bu kadar girişten sonra şimdi esas meseleye geleyim.Bu günü kadar bize eğitimi tanımlayanlar; “ “Kişide istendik davranışlarıoluşturmak!” deselerde. Eğitimin tanımının o hali ile dar ve bir kalıp içinesokulduğunu geldiğimiz noktada daha iyi görmeye başladık.
Abdurrahman Hocam girişte yazdığım Albert Einstein; “Eğitim tek başına gerçeklerin öğretilmesi değildir;düşünmek için de aklın eğitilmesi gerekir!”Ben bu tanıma ruhun, hatta nefsinde eğitilmesini ilave etmek isterim. Neden?Hemen açayım nedenini.
İNSAN ÇİFT OLUKLUDUR
Şairimiz der ya: “ Oluklar çift akar, birinden nurdiğerinden kir!” İşte böyle bir varlıktır insan. Çift olukludur. Bir yandaimanı, diğer yanda nefsi akla baskı yapar. Hep yazarım, ayet ve hadislerle desabittir. Bediüzzaman’ın ifadesi ileçift çekirdiklidir insan. Birisi cenneti temsilen Tuğba ağacı, diğeri cehennemitemsilen, Zakkum Ağacı olarak isimlendirilir.
Eğer, sizinsanı tek kanatlı kuş misali sadece maddeperest yetiştirip, ruhunu ihmalederseniz. Acımasız, vicdansız sadece kendi nefsini düşünen bir toplulukoluşturursunuz!
Mevlana, nediyor: “ Öyle bir insan yetiştirelim ki, kalbi(ruhu) padişah, veziri akılolsun. Bu durumda nefis ona teslim olur!”
Yani imanınnuru, daima aklımızın önüne ışık saçmak durumundadır. İşte Einstein’in dediği ozaman gerçekleşecek, akıl eğitildiği için de kişi kendisi ile barışık, aile vetoplumsal sorumluluklarını yerine getiren birisi olur.
Bir insan,kendini tanırsa, Rabbini tanır. Rabbini tanırsa, nefsi ile değil, vicdanı ilehareket eder ve işte o zaman istenilen davranışları da sergiler.
Yunusumuz bunun için der ki: “ İlim ilim bilmektir, ilimkendini bilmektir, sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır?”
DEĞİŞİM, DÖNÜŞÜMLE OLUR.
Mevc ut sistem de artık geldiğimiz nokta ortada. Tekrar,yazmaya gerek yok. Çeyrek asırdır da yazıyoruz. İbrahim Gülsu hocam der ki; “Hastaneler ve hapisaneleri boşaltmak gerek!” Eyvallah! Bu nasıl olacak. Doğrubir eğitim sistemi ile…
Neslin iyi eğitimi, aynı zamanda milletlerin dirilişi ilede doğru orantılıdır. Doğru eğitimle, doğru davranışlar sergileyen nesillere kavuşursunuz. Böyle olunca da, dahafazla üretilir, asayiş ve terör olayları olmaz, insanlar daha sağlıklıdır.Toplum ise güvenli olur…
Bu eğitim yılı inşallah böyle bir dönüşüme doğru gidecekdiye düşünüyorum. Herşeyi ile milliolan, bize ait bir sistem bekleniyor. Modelinin temelini tarihimizdenesinlenerek, dünya gerçeklerine uygun, iki kanatlı kuşlar hedefleniyor gördüğümkadarı ile..
Öğretmenden başlanmalı değişime, sonrasını bir başka günele alayım. Çünkü eğitim diğer unsurları da önemli.
Bu vesile ile yeni eğitim yılımız ve İlköğretim Haftamızkutlu olsun.
Kalın sağlıcakla.