İnsanların yanlışlarını düzeltmeye kalkışmak ve yanlışlarını yüzlerine vurup onları mahcup etmek,karşınızdakinin size olan sevgisini zedeler.
Münakaşalar genellikle iki taraftan her birinin kendi fikrine daha sıkı bağlanmasıyla ve haklı olduğuna daha fazla inanmasıyla neticelenmiştir.
Düşüncesine inanmış bir insanla yapılan münakaşayı hiçbir zaman kazanamazsınız.Kendinize göre onun fikirlerini çürütmüş olsanız bile onun üzüldüğünü ,gururunun incindiğini ve kendi arzusuyla sizin düşüncenizi kabul etmediğini görürsünüz.
Münakaşa ile karşınızdakinin fikrini değiştiremezsiniz.Çünkü tartışmaher zaman iddialaşmayı doğurur.Onun yerine kalbini kazanarak,onu görüşünüze inandırıcı örnekler vererek,olumlu sözcüklerle ikna ederseniz sonuç alma şansınız çok daha fazla olur.
Tartışma her zaman savunmaya sebep olur.Kimse inandığı düşüncesinin mağlup olmasını istemez.Hele inat ve cahil insanları tartışmayla görüşlerinden vazgeçirmeye imkan yoktur.Onlar kaybetmeyi asla kabul edemezler.
İnsan ilişkilerinde iddialaşmak ve münakaşa etmek yerine karşınızdakinin düşüncelerini dinleyerek görüşlerini aldıktan sonra”sende haklısın fakat bir de şöyle düşünsen,belki böyle bir bakış açısı senin için daha iyi olabilir.”veya “bu sorunu çözmek için şöyle şöylede düşünebilırız” gibi tartışmaktan kaçınarak ve onu incitmeden, anlayışla düşüncelerinizi teklif eder gibi söyleyebilirsiniz. Bu davranış onun daha sakin ve olumlu yaklaşmasını sağlar.
Toplumsal yaşamda ; iş yerinde yönetici,patron,aile hayatında karı koca veya ebeveyn,çocuk ilişkilerinde zor hayat şartlarınında gereği olarak anlaşmazlıklar eksik olmuyor.Bu birbirini anlamak istememenin sonucunda da ister istemez tartışma çıkması olasıdır.Bunun sonucunda gerginlik, huzursuzluk ve verim düşüklüğü ile neticeleniyor.
İş yerinde yönetici veya patron çalışanlarına hıtap ederken eksiklerini acımasızca eleştireceğine”bak eğer sen istersen bunu daha dikkatli ve doğru yapabilirsin” veya “iş yerine vaktinde gelebilirsen daha verimli olursun”gibi personelini incitmeyen,nazik ve hoşgörülü bir lisanla hitap ederse ,onun,utanarak ikazlara uymak için daha dikkatli olacağından emin olabilir.
Aile hayatında da eşlerin birbirine değer vererek sözlerini sabırla dinlemeleri ve gerçekte ne anlatmak istediklerine önem vermeleri,öneriler karşısında empati yaparak birde onun düşünceleriyle olaya yaklaşmaları gerekir.Çatışma yaratarak ortamı germek ve inatla benim tezim doğrudur demek aile hayatının huzursuz ve mutsuz geçmesine sebep oluyor.Boşanmaların önemli sebeplerinden biride ailedeki bu fikir ayrılığından doğan tartışma ortamıdır.
Ebeveyn çocuk ilişkisınde de birbirini anlamamaktan tartışma çıkar.Çocuğun pskolojisini anlamak istemeyen aileler ona baskıyla hükmetmek isterler.Buda çocuğun isyan etmesine sebep olur,zamanlada ailenin dışında kendine yeni bir ortam arar.Oysa ki ailenin, büyüme sürecinde kendine her konuda destek olduğunu bilen bir çocuk tüm düşüncelerini ailesi ile paylaşarak tartışmasız,aileden uzaklaşmadan anlayışlı bir ortamda yetişir.
Anlaşmazlıklar münakaşa ile değil iyi görüşle,uzlaşma ile,empati ile,saygı ile sonuçlanmalıdır.Bunun en iyi yolu da münakaşadan çekinmektir.