İnsanlık var olduğundan beri makam ve saltanata, paraya düşkündür ve bunun hırsı içinde olmuştur.  Bu nedenle savaşlar çıkmış, milyonlarca insan ölmüştür. Oysa insan imtihandadır ve kanaat ve şükür etmesini bilmeli… Ama yapmıyoruz, iki vadi dolusu altınımız olsa, üçüncüsünü isteyen bir yapımız var. Manevi açıdan da bu böyledir, kimi insanlar sevgiyi gördüklerinde, sevgi zehirlenmesine uğrar, şımarır ve ne yaptığını bilmez. Zaten bir insanla yolculuk yapmadan, zora düşmeden, kadın, para ve makam vermeden tam tanıyamazsınız. Bu dediklerimde bir imtihandır. Cengiz Biber kardeşimiz bir gün bana; “ Hocam siz hiç, bir odada bir hanımla baş başa kaldınız mı? Ya da ortasında altın ve paralar dolu, bir yerde diye sordu. “Yok”, cevabını verince, “Sen imtihan olmamışsın ki!” dedi. Açalım biraz isterseniz. Güçlü olmak çok önemli… Neredeyse bütün insanlar, aileler ve devletler de güçlü olmak ister. Bizlerde güçlü olmalıyız.  Çünkü güç inançsız insanlarda olduğu zaman, zulme neden olur. Hakkı hâkim kılmak isteyenlerde güçlü olmalı. Dikkat edin, güç zehirlenmesine uğrayan kâfirler ve münafıklar güç bende ne istersem yaparım, anlayışı ile hareket ederken atalarımız,  güç ile adaleti temin etmişlerdir. Tarihte olduğu gibi Tabi güç özellikle de milli güç, iyi yönetim ile başlar.  Sonra askeri, ekonomik, coğrafi güç, bilimsel ve teknolojik güç ve Psiko-sosyal ve kültürel güç diye bir şey var…   GÜCÜ ELİNDE TUTANLAR Bugün dünyayı idare eden gizli güçlerin, parayı ve bilgiyi elinde tutanlar olduğunu bilmekteyiz. Dünyada kazanılan her 100 doların 85 doları, Yahudilerin bankalarından geçtiğini okumuşsunuzdur. Almanya'da çok yaygın olan Rothschildler ve ABD’de deki Rockefeller ailelerinden bahsediyorum. “Haritalar bunların istediği şekilde değiştiriliyor! Bu aileler hem Amerika hem Avrupa'da yüzlerce şirketin ortağı ya da sahibidir! Devletlerin finansörüdür! Madenden enerjiye, altından medyaya, turizmden iletişime kadar her şeyde bu aileler vardı! İrlanda üzerinden Londra'ya bağlıydılar! Birlik görüntüsü vermeden operasyon yaparlar! Merkez bankalarının bile sahibi bu ailelerdir! IMF ve Dünya Bankası zaten oyuncakları! Devletlerin yapamadığını bu aileler, akılla yapar! Manipülasyon ve spekülasyon(vurgunculuk) çok iyi bildikleri bir iştir!(Sorus gibi)   Bu nedenle her çark onlar için döner! BİZE DÜŞEN Ülkeler ya kılıçla ya da para ile yönetilirdi! Bunlar PARAYI tercih ediyordu! Hatırlarsınız, Türkiye bir zamanlar borç alarak yaşayan bir ülke haline getirilmişti! Ellerine düşen bir daha ayağa kalkamıyordu! Osmanlı bunu KIRIM SAVAŞI'nda gördü, ancak çöküşten kurtulamadı! Para veren aynı zamanda rotayı belirliyordu. Türkler, Ortadoğu'yla ilişkisini keserken İSRAİL oraya kuruldu! Aslında İsrail'i sevdikleri için değil! Araplar kendileriyle uğraşacaklarına İsrail'le didişsin diye! Bütün amaç enerji ve yollarını tutmaktı! Tuttular da! (Not: Bu aileler şimdiye kadar Türkiye'yi, Boğaz kıyısındaki partnerleri ile kontrol ettiler.(Ergün Diler/Paranın Gücü. http://dunyagerceklerim blogspot.com.tr) Ergün Bey, sivil toplum ve basını unutmuş… Peki, ne yapılması gerek. Biz bunları aşarız, Bizim en büyük sorunumuz cehalettir,  öncelikle eğitime önem verip, üretmeyi öğrenmeliyiz.  Sonra Rabbimizin yardımına ihtiyacımız var Bunun için de çok çalışacağız. Korkmayacağız. Ayrılığa düşmeyeceğiz. Sevgi ve selamı aramızda yayacağız. Emaneti ehline vereceğiz. Bakın o zaman zalim nasılda kaçacaktır. Kalın sağlıcakla.