Muhammed İkbal, İslam dünyasının yaşadığı sıkıntılara ve içinde bulundukları çıkmazlara bakıyor ve şöyle diyor; “ Müslümanlardan kaçıp, Müslümanlığa sığındım Başta nefsim olmak üzere, Allah’ın bize gönderdiği Kur’ana ve Efendimize(sav) temsil noktasında zayıf kaldığımızı düşünüyorum. Mübarek topraklara gittiğimizde, İslam dünyasının genel durumuna baktım, her ülkeden bir insanla röportaj yaptım, onlara ; “Müslümanları genel olarak nasıl en büyük sorunumuz nedir ?” Diye sorduğumda, istisnasız bütün milletlerden, ‘cehalet’ cevabını almıştım. Tabi bu gün mübarek bir gün, geçmişten günümüze diğer milletlerin yaşadığı sıkıntıların yola çıkarak, günümüz müslümanlığının genel sorunlarını dillendirmek istiyorum. Enam 91. Ayette; “(
Yahudiler) Allah'ı gereği gibi tanımadılar. Çünkü "Allah hiçbir beşere bir şey indirmedi" dediler. De ki: Öyle ise Musa'nın insanlara bir nûr ve hidayet olarak getirdiği Kitab'ı kim indirdi? Siz onu kâğıtlara yazıp (istediğinizi) açıklıyor, çoğunu
da gizliyorsunuz. Sizin de atalarınızın da bilemediği şeyler (Kur'an'da) size öğretilmiştir. (Resûlüm) sen "Allah" de, sonra onlan bırak, daldıkları bataklıkta oynayadursunlar!
BİZ NE KADAR TANIYORUZ Evet, bize nur ve hidayet kaynağı olarak gönderilen Kur’anı ne kadar tanıyoruz? Bu sorunun cevabını vicdanlarınıza havala ediyorum. Tanımayanların durumuna bir tarafa bırakalım, tanıyanlar ne kadar tanıyor, yani ne kadar Kur’an-i bir hayat yaşıyorlar? Kur’anı neden tanımalıyız ve neden Kur’an-i bir hayat yaşamalıyız, işte bu soruların cevabın yine Kur’an veriyor. Enam 92; “ Bu (Kur'an), Ümmü'l-kurâ (Mekke) ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz ve kendinden öncekileri doğrulayıcı mübarek bir kitaptır.
Âhirete inananlar buna da inanırlar ve onlar
namazlarını hakkıyla kılmaya devam ederler. Devamında(93)" …O'nun âyetlerine karşı kibirlilik taslamış olmanızdan ötürü, bugün alçaklık azabı ile cezalandırılacaksınız!"buyrulur.
SÖZDE DEĞİL, ÖZDE MÜSLÜMAN OLABİLMEK Evet halkımızın çoğunluğu müslüman ama Kur’anla barışık bir hayat yaşanmıyor. Dediğim şu, müslüman helal ve haramlara dikkat etmeli değil mi? Evet, diyorsak ki evet diyoruz öyle ise helal ve haramlara dikkat etmemiz gerek. Faiz, riya, iftira,israf, gıybet, yalan, kıskançlık… haramdır. Bunları çekirdek yer gibi yiyemezsin. Bu bağlamda, herkes dönüp kendi kusurlarını araştırmalı ve gidermeye çalışmalı yapamıyorsa Allah’a sığınmalı, dua etmeli…. Okumak, tefekkür, ibadet, yardımlaşma, dayanışma, üretme v.b sevaptır. Bu tip doğrulara devam etmeli… Benim gördüğüm şu, Rab’bimiz bir doğru yol çizmiş, sol tarafa yanlışları koymuş, sağ tarafa doğruları. Fatiha Suresini bunu anlatıyor.
Bizden istenen şu, bir insanın doğruları, yanlışlarından fazla olmalı, büyük günahlardan mutlaka kaçmalı. İşlediği günahlardan dolayı ise hemen O’na sığınmalı. Toparlayalım; Ne demişti Muhammed İkbal, “İslam dünyasının yaşadığı sıkıntılara ve içinde bulundukları çıkmazlara bakıyor ve şöyle diyorum;
“ Müslümanlardan kaçıp, Müslümanlığa sığındım” Bediüzzaman şöyle der; “ Bizim düşmanımız cehalet, zaruret, ihtilaftır. Bu üç düşmana karşı, sanat, ma’rifet, ittifak silahıyla cihad edeceğiz!” Bilmem açıklamaya gerek var mı? Bilgi toplumu olmalıyız diyor, çünkü ilim mü’mine farzdır, ekonomik yönden kalkınmalıyız, yani üretmeyi öğreneceğiz ve kardeşliğimizi tesis etmeliyiz..” Bu vesile ile Cumamız mübarek olsun, Allah Kur’ana yeniden sarılmayı, nefsimizi mücadelemizi , kardeşliğimizi tesis etmeyi nasip etsin. Kalın sağlıcakla.