Aşk...

Gök kubbenin altında var olan en gizemli kelimelerden...

Hem bilinemeyen yahut bilindiği sanılan efsunlu bir çile merkezi...

İlk insandan bu güne milyarlarca insanı ağına düşüren cazibe merkezi.

Tanımlanamayan tarif edilemeyen bir hal ifadesi.

Her “hal” içinde kendine farklı manalar kazandıran bir umman...

***

Modernizm azgınlığının hayatımıza girmesiyle beraber ulvi aşkımız yerini sufli duygulara terketmiş, hakkında ciltler dolusu kitap telifine layık aşk mevzuumuz, âdi ağızlarda bayağı ve basit sözlerin kurbanı oluvermiştir.

***

Oysa aşk, hakiki sevgilinin emrine tâbii olmaktır.

Oysa aşk, hakiki sevgiliden gelen gam ve kederi sevinç  gözyaşlarıyla karşılayabilmektir.

Oysa aşk, yaratılandan ötürü yaratana hayran olmaktır.

Oysa aşk, ciğerimizi bünyan etmektir. Yani asıl sevgilinin hasreti ile kavrulan ciğerimizin kokusunu duyabilmektir.

Oysa aşk, bütün olamayışları oluş vetiresine çevirebilmenin adıdır.

Oysa aşk, hakikate sirayettir.

Oysa aşk, Yunus gibi yıllarca dergaha odun taşıyabilenlerin harcıdır.

Oysa aşk, yaşayabilmektir.

Oysa aşk, bütün menfi işlerden yakayı kopartıp müsbet cezbeye düşenlerin mesleğidir.

***

Nerde bizim aşk idrakimiz?

Nerde onların aşk sandığı dehşetli zina yatağı...

***

Mevlana’yı Şems karşısında “vav”  gibi eğip büken hali aşk’tan başka ne ile ifade edebiliriz.

Ya Yunus?

“Yazmasaydım ölecektim” diyen Yunus...

Neydi O’nu hayatı bağlayan kuvvet. Nelerdi acaba? O mısraları yazdıran sebepler?

Aşk... Aşk... Aşk... Başka şey değil.

Batı mistik hayatının her vakit hayran kaldığı tasavvuf okyanusunu meydana getiren kaynak nedir? Aşk’tan başka birşey değildir...

***

Tek damlasının içinde kainâtın gizlendiği aşk esrarına yaklaştığımız vakit, milletce dünyanın süper gücü idik.

Lakin aşk perdesinden uzaklaşıp yaramız kabuk tutmaya başladıkça pörsümenin sinyalleri gelmeye başladı.

Aşk yaramızın kabuk tutmaması gerekirdi.

O yarayı her daim kaşımak ve her zaman kanatmak.

 Bu ne büyük bir idealin ve ufkun kapılarını açar ya rabbim... O halde dirilişimiz ve ayağa kalkmamız aşka tutulmakla gerçekleşecektir.

***

Aşk demek ufuk demek. Aşık ise, ufku kovalayan çileli seyyah...

Aşk demek pörsümemek demek...

Aşk demek haddimizi bilmek...

Aşk demek kendimizi bilmek...

Vesaire...

***

Hakiki aşka ve mâşuka kapı aralamak idealinde olan bu yazı bütün ulvi âşıklara ithaf edilmiştir ve gönlümüzden ve dahi her bir uzvumuzdan aşkın çekilmemesi dileğiyle…

Aşk’la kalınız…