İnsanoğlu toplumsal yaşamı ilk yaratılıştan beri benimsemiş; bunun sonucu olarak da düzenli yaşama adına kurallar oluşturmuştur.
Biliyoruz ki ailede bile yaşam ve yasama kuralları vardır. Evin idaresini erkek üstlenmiş, kadın içerde olduğu için daha çok iç işlerinden sorumlu olmuş. Bu ikili aile düzenini kurmuş. İyi bir düzen kuranlar mutlu olmuş, kuramayanlar ise çatışmalar yaşamışlar…
Yine sınıflar, işyerleri, okullar, kurumlar ve tabi ki devlet idaresi de bir düzen içinde yürütülmeye çalışılmış. Düzen(hukuk) sağlam, adil ise devletler uzun yıllar yaşamış, yoksa tarih sahnesinden çıkıp gitmişler…
Diyeceğim şu ki dostlar, suç ve suçlular cezalandırılılmalı, bu cezalarda adil olmalı. Bu perspektiften baktığımızda da diyoruz ki, “Hukuk herkese lazım!”
Bunun için de Türkiye Büyük Millet Meclisi salonuna, “ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR!” yazılmıştır.
AMAÇ İYİ YURTTAŞ
Tabi ki topluluk halinde cezasız yaşamak gerekiyor. Bir ülkede her yıl ceza evlerinin sayısı artıyorsa, orada bir sıkıntı var demektir.
Sıkıntının ana nedenini de bizler daha çok eğitim sistemine bağlarız; çünkü eğitimli vatandaş sorumluluğunu bilir. Bu durum da ki vatandaş da sorunsuzdur…
Açalım.
İyi bir yurttaş, ülkesinin düzenini ve devamını sağlayan kanunlara bağlıdır. Kanunlara uymayı
temel bir değer olarak benimser. Kurallara uymak ve bunlara uyulmasını sağlamak bir yurttaşlık
görevidir. Bu durumda, yaşadığımız toplumun düzen ve devamlılığına karşı duyarlılığımızı gösterir.
İyi bir yurttaş, yurttaşlık bilincine sahip olandır. Devam edelim: “Bilinçli yurttaş, ülkesine ve devletine bağlıdır. Devlette, adildir suç ve ceza dengesini korur!
Yurttaşlık bilinciyle hareket ederek yurttaşlık sorumluluklarını yerine getirir. Bu sorumluluklardan
biri de kanunlara uyulmasını takip etmektir, çaba sarfetmekle mümkün olmaktadır…
Yani, bireyin devlete, devletin de bireye karşı görev ve sorumlulukları yasalarla belirlenmiştir. Yasalarla yapılan sınırlandırmalarla hem bireyin hak ve özgürlükleri güvence altına alınmıştır
Böylece birey arasında yasalar önünde eşitlik sağlanır. Yasalara uymak birey için de devlet için de zorunludur.Buna da hukukun üstünlüğü deniyor…
SUÇ VE CEZA
İnsanlar toplu yaşamak zorundadır dedik. Bu nedenle, kurallar koymak toplu yaşamanın bir zorunluluğudur dedik.
Yazılı olan kuralların başında Anayasalar geliyor. Sonra, diğer kanun maddeleri bu yasaya uygun olarak düzenleniyor.Bu kanunlara uyulmadığında, düzen bozuluyor, anarşi(karmaşa ve kavga), hırsızlık gibi olaylar artıyor.
Yazılı olmayan kurallara uyulmaması durumunda ise kültürel bozulma oluyor ve toplumsal sıkıntılar ortaya çıkıyor…
Demek ki, yazılı olan kurallara uymadığımızda mutlaka ceza uygulanıyor, yazılı olmayanlara ise dikkat etmek gerekiyor çünkü toplum da çözülmeler meydana geliyor…”
İşte size hukuktan bazı temel bilgiler.
Bu konuya niye girdim? Söyleyeyim. Kaldı ki, bizler hukukçu da değiliz. Haddimiz olmayarak genel bilgiler aktarmış olduk.
Değerli dostlar, hukuk toplumsal vicdanı rahatlatmalı. Hani derler ya, ‘Şeriatin kestiği parmak ağrımaz!’ Ağrımamalı, çünkü bir insan suç işliyorsa, hukuk sistemini hiçe sayıyorsa, cezasına da razı olmalı. Yoksa sistem veya düzen işlemez.
Düzeni kurma adına çıkartılan yasalar ise dediğim gibi toplumsal vicdanı yaralamamalı, yeni sorunları beraberinde getirmemeli.
Bunun için, kendi değerlerimiz, inancımız, toplumsal vicdanımızı hesaba katmalıyız diyorum.
Peki kalın sağlıcakla.