İnsan kendini tek ve bütün zanneder ama değildir. Çünkübasit bir eylem yapacağında bile içinden olmadık ve karışık seslerin geldiğinifark eder. Diyelim ki, bir eşya alacaksınız, eğer kesin kararlı değilseniz,birkaç kararı birden verebilirsiniz. Önce almak istersiniz, sonra içinizdeki oses sizi vazgeçirir veya al der…
Tabi içimizdekiseslerin bizi yanlışa yönlendirmemesi için aklımızı ve irademizi kontrolaltında tutmamız gerekiyor. Bunun için de neyin doğru neyin yanlışolduğunu bilmeniz gerekiyor.
Doğru inançlı bir insana göre bir taneder. HerşeyiYaratan(cc) o doğruları bizlere yüce Kur’anında anlatmış. Şunlar doğru(meselayetim başı okşamak, ibadet yapmak, anne ve babaya iyilik v.s) yapın derken;şunlar da yanlış(yalan söylemeyin, faiz yemeyin v.s) buyurmuşlardır.
İyide kişi bunları bilmesine rağmen yine de yanlışlaryapabilir mi? Evet yapar, çünkü bir de terbiye edilmemiş nefsi vardır…
Üç aşağı, beş yukarı birbirimize benzeriz. Nalıncı keserigibi, hep bana hep bana deriz. Oysa İslam, kendin için istediğini, Müminkardeşin içinde istemelizin diyerek, bizim doğruya yönelmemizi ögütler.
İşte bu bağlamda bizi farklı kılan takvadır.
TAKVA NEDİR?
İlahiyatçılar nasıl tanımlarlar bilmem, ben kendimdenbiliyorum ki bir insan bir davranış yapacağı zaman: “ Rabbim bu davranışımdanrazı olur mu, olmaz mı?” diye düşünür doğru olanı yaparsa o takvadır.(Takva tamanlamıyla Allah korkusu ya da aşkıdiye de tanımlanıyor)
Takva, Rabbimizin bizlere verdiği en büyük nimettir. Yücebir imandan bahsediyorum. Peki bu takva Allah vergisi diyorlar, ben ne kadar daçalışsam elde edemez miyim? Diye sorabilirsiniz.
Takva, Kur’ana yönelenlere verilmiş bir lütuftur. İman’daöyle…
Burada üç ana şubemiz devreye giriyor. Akıl, ruh(iman), nefs…
Birde bunların üçünün ortaklaşa girip çıktığı bir odacıkvar ki içimizde buna da iradediyoruz.
Bir insan Mevlana(hz)buyurduğu gibi,insan imanını padişah yaparsa(hüküm verici)bu durumda aklı onavezir(yardımcı), nefsi ise onun askeri olur.
Peki aklı padişah yaparsak ne olur? Bu durumda iman onunemri aldına girer, nefiste aklı kendine asker eyler!
Açalım mı?
İRADE ve SON KARAR
İrade akıl, ruh ve nefsin ara sıra girdi, kişiyi kontroledebilen küçük bir güçtür insanda. Bunun için cüzi irade demişler adına; çünküKülli İrada Allah’ındır. Biz böyle bilir, böyle inanırız….
Diyelim ki, bir ev veya araba alacaksınız, kredikullanmanız gerek. Eee faiz haram ne yapacaksınız. Evsiz de olmuyor! Hanım veçocuklarda sizi sıkıştırıyorsa işiniz zor!
Herkes ne yapar bilmem, o kendi bileceği bir iş ancakmülkün sahibinin Allah olduğunu bilen bir Müslüman içindeki doğru sese kulakverirse faize girmez. Giren var mı, çok. Peki ne yapıyorlar, araştırın, ben oevde mutlu olmadıklarını duyuyorum.
Şimdi akla mı, nefseme, imana mı(sağduyu)i yoksairademizin sesine mi kulak verelim? Eğer, imanı padişah yaparsanız, doğru kararverirsiniz. Faize girmeyip o alışverişten vazgeçersiniz. Haa bazı ilahiyatçılarda buna cevaz veriyorlarmış(!)
Değerli dostlar insan derinliği olan bir varlıktır. Budünya ya imtihan için gelmiştir. İyiler ve kötüler yapacaktır. Bunlara günah yada sevap diyoruz. Sonunda iyilikleri çok ise, cennete az ise cehennemegidecektir. Ne cennet boşa yaratılmış ne de cehennem. Yapmamız gereken şey deKur’an da belirlenmiştir.
Son karar sizindir, siz gelin içinizdeki sağ duyuya kulakverin, ancak o sağ duyunuzu da Kur’anım hükümleri ile güçlendirir.
Kalın sağlıcakla.