KÖK-DER-BİR, Kahramanmaraş’taki özel eğitim kurumlarının bir araya gelerek kurdukları yeni bir sivil toplum örgütü.  Derneğin fahri üyelerinden birisi Gazeteci Bekir Doğan, bir diğeri de şahsım. Bu ekip ile daha önce Kar-Der Bir’de beraberdik, birlikte bir çok etkinlikte bulunduk. Nezih bir topluluk, ayrıcalıkları eğitimci oluşları diye düşünüyorum. Önceki gün,  derneğimiz Biryer’de, iftar yemeği organizasyonu yaptılar. Milli Eğitim Müdürümüz ve ekibi de teşrif ettiler. Yemek sonrası Dernek Başkanımız Fatih Erdoğan, eğitimle toplumun yükseleceğini ifade etti. Milli Eğitim Müdürümüz Mehmet Emin Akkurt hocamız; dershanecilikten, okulculuğa geçen süreçte yeni özel okullar açıldığını ve bunlara her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirterek, okullaşmanın önemi üzerine durdu.  Toplantı sonunda bazı arkadaşlarımız, yaşadıkları sıkıntıların iyi iletişim kurularak giderilebileceğini belirtince, bu günkü yazımı  ‘Sağlıklı İletişim” üzerine kurguladım. SAĞLIKLI İLETİŞİM İş kurarız, ortağımızlı sorun yaşarız, çünkü iletişimin usulünü, yöntem ve tekniklerini bilmiyoruzdur. Mesele bu konuda tecrübeli olanlar diyor ki; “ Ortaklık yapacaksan, bir gözün kör, bir kulağın işitmeyecek…” Alın size bir tespit. Evleniyoruz sırf iletişim sağlayamadığımızdan dolayı yuvalar yıkılıyor…Olan tabi öncelikle çocuklara oluyor. Bu başlı başına bir kitap konusu, görüyorum ki, dağılmış aile çocukları eğitimde büyük sorunlar yaşıyor. Yaşam becerisi dahil, yaşadıkları psikolojik olumsuzluklar bizden neler alıp götürüyor bir bilseniz… Keza kurumlar arası iletişim, partiler, dernekler, basın mensupları arasındaki iletişimsizler her biri ayrı ayrı gözlemlendiğinde, sağlıklı iletişime ne kadar önem vermemiz gerektiğini, bilmem söylemeye gerek var mı? İLETİŞİM İletişim, İnsanların birbirlerine duygularını, düşüncelerini, fikirlerini iletmesidir iletişim. İletişim, insanlar arasında gerçekleşen duygu, düşünce ve bilgi alış verişi, bilgi transferidir. İyi de bu transferi yaparken nasıl bir yol izlemek gerekiyor. Zira karşımızdaki kişi yüzümüzün asılmasını bile hesaba katıyor böyle durumlarda. Demek oluyor ki; “ Karşımızda insanın bizde uyandırdığı his, o kişiyle bir iletişimimiz olduğunu gösterir. Karşımızdaki kişi düşünmüyor ve konuşmuyor olsa bile biz algılarımızda o kişi hakkında bazı yargılara kapılmışızdır ve bu bizim tek yönlü sessiz bir iletişim gerçekleştirdiğimizin bir ifadesidir. Gülümseme, suskunluk, ağlama gibi ifadeler bir iletişim şeklidir.” İletişim kurarken, demek ki sağlıklısını kurmak gerekiyor. Doğru zamanda, doğru verilerle, doğru şekilde iletişim yapmak gerekiyor. Mesele öfkeli iseniz, iletişim yolları daha baştan kapanmış demektir, sakinleşmeye beklemeliyiz. Bir ailenin arasına girip, eşleri barıştırmak için gittiğimde şunu gördüm. Erkek de, hanımefendi de bazı beklentiler içinde ama bu beklentilerini birbirlerine söylememişler. Söylenmeyen beklenti, elbette karşılık bulmaz. İkincisi, cebinde para olmayan bir eşten maddi beklenti ummak da yanmış olur v.s Evet, iletişim kurarken yapılan hataların başında emir vermek , tehdit etmek, uyarmak, konuyu saptırmak, nutuk çekmek, sınamak gibi yöntem ve metodlar yanmıştır. Açık olmak gerek. Dostdoğru. Gideceksin, durumuna anlatacaksın, isteklerini empati yaparak söyleyeceksin. Sonuç olarak gerek usta-çırak, gerek öğretmen-öğrenci, eşler, ortaklar, kurumlar sağlıklı iletişim içinde olmayı bilmeli. Empati dedimde çok önemli. İslam bu konuda kıyas-ı nefs olarak bakıyor. Yeni kendimizi karşımızdakilerin yerine koyup, beklenti içine girmek… Diyeceğim şu, yaşanan olumsuzlukları bir masanın etrafında somurtarak, kızarak başkalarının arkasından anlatmak doğru değil. Gideceksin, adam gibi konuşacaksın, konuşamıyorsan yazılı olarak aktaracaksın, iletişim yolları açık tutularak sonuca gitmek için çaba sarf edeceksin. Kalın sağlıcakla.