İnsan beşerdir, şaşar! Öfkesi, kızgınlıkları vardır. Bu durum bazen insanın kişiliği bile yansır. Çoğu zaman da çatık kaşlıdır, doyumsuzdur, isteklerinin sonu gelmez..
İnsan dedimse, insan olanlar farklı, insan gibi görünenler farklı, . Birisi bütün kusurları ortaya koyarken, bir diğeri örter. Biri affedicidir, diğer suçlayıcı dil kullanır her zaman…
Evet, insan olan insan gördüğü kusurları örtmeli, hoşgörülü ve güleryüzlü olmalı diyor büyüklerimiz. Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri buyurur:
“Öfkesini yenenler, insanların suçunu bağışlayanlar da cennetliktir. Allah iyilik edenleri sever.” (Âl-i İmrân Sûresi / 134)
“İçinizde fazîlet ve servet sahipleri kendi akrabalarına, öksüzlere, biçârelere ve Allah yolunda hicret edenlere yardımda bulunmamak için yemin etmesinler. Onların kabahatlerine af ile, safh ile mukâbelede bulunsunlar. Yâ sizler Allah’ın sizi bağışlamasını istemez misiniz? Allah Gafûrdur, Rahîmdir.” (Nur Sûresi / 22)
“Affetmeniz takvâya daha yakın bir harekettir. Aranızda lütuf ile muâmeleyi unutmayın. Şüphe yoktur ki, Allah işlediklerinizi görüyor.” (Bakara Sûresi / 237)
“Kötülüğün cezası, onun aynı olan bir kötülüktür. Bununla beraber kim affeder, barışırsa Allah mutlaka ecrini verir.” (Şûrâ Sûresi / 40)
BÜYÜKLERİN SÖZLERİ
Uzlaşı, barış, güleryüz insanı insan yapar. Bal yemek istersen, uzlaşı ara, hoşgörülü ol diyor büyüklerimiz…
Mevlana ve Yunus Emre uzlaşma ve hoşgörü ve sevmek, affetmek v.b konularda çok önemli sözler söylemişler bilirsiniz. Özellikle Yunus Emre’nin; “ Yaratılanı severiz, Yaratan’dan(cc) ötürü!” sözü bunlar içinde en güzel olanlarından birisidir.
Konuyu hoşgörülü olma ve uzlaşma konusuna getirmek istiyorum.
Hoşgörü, anlayışlı olmak, ayapları örtmek ki bu konuda Kur’an gece gibi olmak gerektiğini tavsiye eder. Alay etmemek, affedici olmak, tahammül etmek, kusurları görmemek, uyumlu olmak, karşıdakine değer vermek olarak da görülebilir…
Hoşgörü, ortada suç olmadıkça düşünceleri için kimseyi cezalandırmamaktır. Bu iki kelime, uzlaşının anahtarı hükmündedir.
Hoşgörüyü Goethe şöyle tanımlar: “ Hoşgörü hertürlü güçte ve yetenekle kendini gösteren barışın tek sağlayıcısıdır!”
Yine hoşgörü sevmenin bir şubesidir derdi annem.
NEDEN Mİ?
Dedik ya iyi geçinme, iki kişinin kusursuz olmasıyla değil, birbirlerinin kusurlarını hoş görmesi ile mümkün oluyor…
Dikkat buyurun, boşanmaların en büyük sebeplerinden birisi bu uyarılarda gizli. Biraz hoşgörü, biraz af bir çok konuyu kökünden çözer.
Şeytan ve nefsimiz bu hoşgörü konusunda bizi aldatır, sürekli sinirlere baskı yapar, onların işi fitne çıkartmak, zihinleri bulundırmak ve kalplerimizi bozmak olduğu için bunu yapıyorlar. Siz kalbinizin, ruhumunuz, aklınızın sesini dinleyin.
Siz hoşgörülü olun ki, Allah’da size hoş görülü olsun, siz affedin ki, Rabbimde sizleri affetsin.
Yunusumuz bir sözünde: “ Ben gelmedim dava için, benim işim sevmektir. Gönüller dost evi, gönüller yapmaya geldim!” diyerek insan olanın gönül yapması ve uzlaşı yollarını kapatmaması gerektiğini vurgular.
Şunu söylemek istiyorum, insan olmanın bir bedeli vardır. Affedeceksin, vereceksin, sorumluluk alacaksın, davana sahip çıkacaksın, hak ve adalete dikkat edeceksin, seveceksin v.b
Bunlar var ise insan olursun.
Bu nedenle kimi insanlar hayvanlardan daha aşağı, kimileri ise meleklerden bile üstün kılınmıştır. Bilmem anlatabildim mi?
Peki kalın sağlıcakla.