İnsanı insan yapan ya da onu aşağılardan aşağılara indiren davranışlar veya erdemler vardır. İnsanı erdemli kılanlardan başlayalım isterseniz.

Cenabı Allah(cc) bir ayetinde insan için en önemli erdemin takva olduğunu belirtir ki takva sahipleri kimsenin olmadığı yerde beni Allah görür diyerek, günahlardan uzak dururlar.

Bu konu üzerinde aslında detaylı durmak gerek. Bunun için birazcık açayım: “Âhirette zarar doğuracak, azaba sebep olacak şeylerden sakınıp uzaklaşmak!” genel bir tanımlama olur diye düşünüyorum. Özelde ise: “İnsanı ebediyen ateşte bırakacak olan şirkten kaçınmaktır. En yukarı derecesi; kalbi Cenâb-ı Hakk’tan uzaklaştırıp başkasıyla meşgul eden her şeyden uzak tutup onu yalnız Allah (c.c.)’a çevirmektir. İşte hakikî takvâ budur.

Ayette Rabbimiz şöyle buyurur:“Allah’tan nasıl korkmak gerekiyorsa öylece korkun!” (Ali İmran s. 102) 

Mehmet Zahit Kotku (k.s.) Hocaefendi birey ve toplumu yücelten, takva, tutumluluk ve adalet olmak üzere üç erdem bahsederken, alçaltan heva, cimrilik ve ucup olmak üzere üç rezillik üzerinde israrlı durur.

TUTUMLULUK VEYA İKTİSAT

Tutumluluk da önemli bir erdemdir, bana göre Allah’ın verdiği nimetlere saygıdır. Bu konuda gerçekten model aldığım insanlar vardır. Ne israf ederler ne de cimridirler.  

“Tutumluluk, iktisada riâyet etmektir. Mehmet Zahit Kotku (k.s.) Hocaefendi ‘’Zengin-fakir herkes iktisâda riâyet etmek mecburiyetindedir. Param bol diye har "vurup harman savurmak müslümanlığa yakışmadığı gibi, insanlığa da muhaliftir. Fertlerin selâmeti, kurtuluşu iktisâda bağlıdır. İktisada riâyet etmiyen ferdler ve cemiyetler de çok geçmeden geçip giderler. Târih gözler önündedir.’’ Tutumluluğun hikmeti, amacı da insanlara zekat, sadaka, vakıf, hayır hasenat ve hediye gibi infak yoluyla iyilik etmektir.

ADALET VE ADİL HÜKÜMDAR

Adalet; hak ve hukuka riâyet etmektir. Bireyin de toplumun da ‘’yaşaması, payidar olması adalete bağlıdır. Adaletsiz ne ferdlerin ne milletlerin ve ne de cemiyetlerin yaşadığı görülmüştür. Bu nasihatler hep büyüklerimizden miras olarak intikal etmektedir. Ezberlenmeğe ve levhalar yazıp evlerimize asılmağa değer bir hakikattir.’’ demektedir Mehmet Zahit Kotku (k.s.) Hocaefendi.

Dikkat buyurun, burada iki insan tipi çok önem arz ediyor. Birisi adil devlet adamları, diğer gurup ise ümeradır.(Kaldı mı bilmiyorum) Çünkü özellikle kendilerini bilim adamı olarak tanımlayan kişilerin takva ehli olması gerekir ki, toplumu iyiye, güzele, doğruya yönetsinler.

Bu iki gurup için yani adil hükümdar ile takva sahibi bilim adamlarına büyük müjdeler vardır.

ALÇALTAN ÜÇ REZİLLİK

Sonra insanı, insan olmaktan uzaklaştıran değersizlikler vardır. Bu konuda Mustafa Yürekli, geçen hafta bir yazı kaleme aldı. Der ki: “İnsanın kendi ‘nefis ve hevâsına uyma’sı, cimrilik ve kibir kişiyi alçaltır.  Cimrilik denilen sıkılıktır. Malûmdur ki, ‘devletlerin yaşaması, bütçesi, idaresi, askeri teşkilatı vesâir işler hep paralarla olur. Para sahipleri paralarına kıyamaz ve veremezse, o zaman bu teşkilâtlar da tabiatıyla yaşayamaz. Düşman ellerinde esir kalınır’ demektedir Mehmet Zahit Kotku (k.s.) Hocaefendi. Bireyler de ‘çok çeşitli; fakir, gözsüz, kulaksız, hasta, sakat, akılsız ve deliler gibi ki, bunlara bakmak da yine bizim borcumuz’dur. Yine Hocaefendi, işte ‘sıkılık, cimrilik, alâkasızlık, hem kendilerinin hem de cemiyetlerin yıkılmasına başlıca sebep olduklarından, tehlikenin başına cimriliği koymuşlar.’ tespitini yapmıştır.

Mehmet Zahit Kotku (k.s.) Hocaefendi ‘’Her yaptığını tam, isabetli, doğru, iyi, daima kendi re'yini, işini, hünerlerini beğenir. Başkalarına hemen hemen hiç kıymet vermez; yaptıkları şeyler doğru dahi olsa, herkes beğenip takdir etse de; yine bir bahane bulup kendini haklı çıkarmağa çalışır.’’ demiştir. Onun için büyüklerimiz demişler ki ‘el-ucbu hı-câbü't-tevfik; yani, insanın kendini beğenmesi her ne bakımdan olursa olsun, tevfikât-ı ilâhiyyenin gelmesine mânidir. Tevfikâtı ilâhiyye olmayınca, yani Hak sübhânehû ve teâlâ'nın yardım ve nusratı olmadıkça hayırlı neticeler elde etmek mümkün değildir. Kısaca insan takva, tutumluluk ve adalet olmak üzere üç yücelme sıfatıyla Allaha yaklaşılmakta; heva, cimrilik ve ucup olmak üzere üç alçalma sıfatlarıyla da uzaklaşmaktadır…”