Mesafeli sözleşmelere ilişkin yönetmelik değişikliği resmi gazete yayınlanarak yürürlüğe girdi. Bazı teknik düzenlemelerin yanında tüketici hukukunu derinden etkileyen yasaya aykırı önemli değişikliklere de yer verildiğini görüyoruz.

Bilindiği gibi, pandeminin de etkisiyle internet yoluyla yapılan ‘mesafeli sözleşmeler’ tüketici sözleşmeleri içerisinde önemli bir yere geldi ve önümüzdeki dönemde çok daha geniş bir alana yayılma ve neredeyse bütün tüketicilerin tercih edebileceği bir sözleşme şeklinde dönüşmüş durumda. Dolayısıyla bu tür sözleşmelerde yapılacak her bir değişiklik çok geniş bir alanı etkileyecek bir boyuta erişebilecektir.

Yasanın 48 maddesinde düzenlenen mesafeli sözleşmelerde sözleşmenin tarafı tüketicilere kapsam dışındaki tüm sözleşmelerden (gerekçe göstermeksizin ve herhangi bir cezai şart ödemeksizin)  cayma hakkı verilmiştir. Bu koşulsuz cayma hakkının verilmesi işin tabiatı gereği bazı ürünlerde mümkün olamamakta ya da yasa maddesinin amacına uygun düşmeyeceği için kapsam dışına çıkarılan ürün grupları yönetmelikle belirlenmektedir. Örneğin, 72 saat korunabilen ancak bu süre geçtikten sonra bozulabilen dondurma, ya da kitap gibi birkaç gün içinde okunması mümkün olan bir mal için on dört günlük cayma hakkı tanınması  işin tabiatına uygun olmayacaktır.

İşte bu nedenledir ki, kanun koyucu, mesafeli sözleşmelerde 14 günlük cayma hakkı verirken kapsam dışı olan hususların yönetmelik yolu ile belirlenmesini öngörmüş, yönetmelik çıkarma yetkisini de ilgili idareye vermiştir. İdare yasanın verdiği yetkiyi kullanırken yasanın amacını gözden uzak tutamaz.

En son yapılan değişiklikleri bu bağlamda değerlendirdiğimizde, idarenin yetkisi aşarak kanun koyucunun iradesini boşa çıkaracak değişikliğe gittiğini görüyoruz. 27/11/2014 tarihli ve 29188 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğinin Kapsam dışı olarak belirlediği konular yukarıda izah ettiğimiz gerekçelere uygun iken son yapılan düzenleme ile kapsam dışına çıkarılan konularda yasanın ve ilgili maddenin ruhuna aykırı hareket edildiğini görebiliyoruz. Yeni düzenleme ile;

  1. ‘13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre tescili zorunlu olan taşınırlar’ ifadesi ile motorlu araçlar,
  2.  Tüketiciye teslimi yapılmış olan cep telefonu, akıllı saat, tablet ve bilgisayarlara ilişkin sözleşmeler,

kapsam dışına çıkarıldı. 

Yasaya aykırılık bununla da sınırlı değil, yapılan düzenleme sonucu kapsam içinde kalan diğer mallarda da cayma hakkını kullanan tüketiciler bir masrafla karşı karşıya kalmıştır. Yönetmeliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde yapılan değişikliğe göre, Tüketici;

  1. İadeyi satıcının bildirdiği kargo firması yolu ile iade yapmak isterse, bu takdirde ön bilgilendirme aşamasında tüketiciye bilgi verilmişse,
  2. İade için farklı bir yolu tercih etmişse ön bilgilendirmede belirtilmiş olup olmadığına bakılmaksızın,

 teslim masrafları karşılamak zorundadır. Böylelikle yasanın amir hükümlerinden olan KOŞULSUZ İADE hakkı ortadan kaldırılmış oldu.

Mesafeli sözleşmelerle ilişkin uygulamalar şimdiye kadar yasanın ruhuna uygun bir şekilde gelişirken nasıl bir ihtiyaç ortaya çıktı da bu değişikliğe ihtiyaç duyulduğu izaha muhtaçtır. Yeni düzenleme ile cep telefonu, tablet ve benzeri mallar kapsam dışına çıkarılmış, ayrıca kapsam içinde olsa bile yukarıda açıklanan durumlarda cayma hakkını kullanmak isteyen tüketicilere kargo masrafı adı altında yük bindirilmiş, böylelikle büyük mağduriyetlere neden olabilecek bir kapı aralanmıştır.

İdari düzenleme yasanın ruhuna aykırıdır, bu nedenle, Tüketiciler Birliği ailesi olarak konuyu yargıya götürdük. Temennimiz, Bakanlığın bu hatayı düzeltmesi, yargının müdahalesine gerek kalmadan yönetmeliği yasaya ve elbette hukuka uygun hale getirmesidir.