Kahramanmaraş merkezden bize ulaşan M.S. adındaki tüketicimiz, internetten bir cep telefonu sipariş ettiğini, satıcının bir süre sonra kendisine mesaj atarak ‘çoklu alım’ nedeniyle siparişi iptal ettiklerini bildirdiğini ifade ederek ne tür haklara sahip olduğunu soruyor. Siparişi ve dolayısıyla da sözleşmesi iptal edilen bu tüketicimiz bu ihtiyacını yereldeki bir marketten karşıladığını bunun için de iki bin lira fark ödediğini ifade etti.
Öncelikle gerek yerleşik mağazalarda gerekse internet ortamında faaliyet gösteren işletmeler vitrinlerine ya da web sayfalarına koydukları mal/hizmetleri satmaktan kaçınamazlar. Resen yapılan denetimlerde aksi tespit edildiğinde ya da tüketici bunu belgeleyip şikâyet ettiğinde bunu yapan firmalara, aykırı her bir tüketici işlemi için ayrı ayrı olmak üzere idari para cezası uygulanır. Firmaların fiyat artışlarını yaptıkları dönemlerde siparişleri iptal ederek bu malı başka bir tüketiciye yüksek fiyatla satmak için ‘çoklu alım’ benzeri bahanelere sığındıkları artık bilinen bir gerçektir. Tüketiciler bu tür aldatma girişimlerine karşı hak arama yollarını kullanmalıdır. Bu tür bir olayla karşılaşan tüketiciler mümkünse bunu tespit ettirerek Ticaret İl Müdürlüklerine ya da doğrudan Ticaret Bakanlığına şikâyette bulunarak cezai yaptırım talebinde bulunmalıdırlar.
Tüketicilerin ‘şikâyet etme hakkı’nın yanında zararlarını tazmin etme hakkı da vardır. Mesafeli olarak kurulan sözleşmeye uymayan ve bu nedenle tüketiciyi zarara uğratan satıcı bu zararı tazmin etmekle yükümlü olur. Tüketicimiz bir dilekçe ile tüketici hakem heyetine başvurarak uğradığı iki bin liralık zararın tazminini isteyebilir. Elbette şikâyet dilekçesine sözleşme yaptığını kanıtlar nitelikte bir ekran görüntüsü almalı, bu görüntü sözleşmede kararlaştırılan mal bedelini de içermelidir. Ekran görüntüsünü içeren belgeyi başvuru dilekçesine eklemelidir.
Satıcıların son dönemdeki bir diğer kurnazlığı da misli ile değişim talepli kararlarda malın mislinin olmadığını ileri sürerek fatura bedeli ödemek istemeleri ve bunu tüketicilere dayatmalarıdır. Enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde malın bedelini ödemek firmalara daha uygun gelebiliyor ve dolayısıyla da tüketiciyi buna zorlayabiliyorlar.
Aşağıda sunulan Yargıtay kararlarına göre malın mislinin bulunmaması durumunda nasıl hareket edilmesi gerektiği tereddüte yer bırakmayacak bir şekilde ortaya konmaktadır: Buna göre malın misli yoksa malın satış bedeli yerine bilirkişi tayin edilerek malın güncel bedeli bulunmalı ve tüketiciye bu güncel bedel ödenmelidir.
*Takibe konu…marka …model aracın sıfır km olarak bugün üretilmiş olması halinde edeceği değerinin İstanbul Ticaret Odası’na sorularak, verilecek sonuca göre aracın değerinin tespit edilmesi gerekir. (Yargıtay 12. HD. 27.06.2012 T. 9214/22730)
**Borçlu ilama konu aracın ellerinde bulunmadığını beyan ettiğinden mahkemece, İİK’nun 24/5. Maddesi hükmünce ilamda belirtilen 2008 model aracın donanımında sıfır km ayıpsız misli, bugün üretilse değerinin ne olacağı yeniden ticaret odasından sorularak belirlenmesi gerekir. (Yargıtay 8. HD. 26.06.2012 T. 6119/6235)
Dolayısıyla, gerek tüketici hakem heyetinden gerekse tüketici mahkemesinden misli ile değişim kararı alan tüketiciler firmaların dayatmalarına direnmeli, yukarıda verilen yargıtay kararlarını da örnek göstererek icra müdürlüklerine başvurmalı, malın güncel bedelinin ödenmesi gerektiğini emreden İİK’nun 24/5 maddesinin uygulanmasını talep etmelidirler.