Allah resulü daha doğmadan ve doğduktan sonra çocukluk yıllarında, Peygamber olacağına dair meydana gelen bazı olağan üstü hallerin meydana gelmesidir. Bunlara irhasat denilmektedir. Bu olaylar ve işaretler çoktur. Örnek olarak bir kaç tane vermeye çalışalım. Doğumuna çok yakın bir zamanda Sure-i Elemtere de bahsi geçen ve anlatılan olaydır. Fil vakası diye de bahsedilir. Habeş meliki Ebrehe , Fili-i Mahmudi denilen gayet iri cüsseli fillerle kabe yi yıkmak ve tahrip etmek için harekete geçer. Kabenin yakınına geldiklerinde filler hareket edemez durumda kalırlar. Ne kadar çabaladılarsa da bir türlü Kabe ye yanaşamazlar. Yukardan Ebabil kuşları yerden aldıkları taşları yukardan yağmur gibi başlarına bırakırlar. Zamanla Ebrehenin Askerleri ve Filleri öyle bir hal alır ki , kaçacak zaman bulmadan atılan taşlar neticesinde adeta biçilmiş ekin gibi olurlar. Cenab-ı Hak, kendi evim dediği Beytullah-ı Ebrehenin tahribinden korumuştur. O anda orada bulunan ve geleceğin Peygamberi olan Habibini de Ebrehenin zarar vermesinden kurtarmıştır.
Resulü Ekrem (asv) küçüklüğünde süt annesi Halimenin yanında iken orada bulunanlarında şehadeti ile o nereye giderse üzerinde bir bulutun onu sürekli olarak güneşten korumasıdır. Bunu devamlı olarak gördüklerini söylemişlerdir. Yüce Allah alemlere rahmet olarak yarattığı birini elbette ona zarar verecek her şeyden onu muhafaza edecektir ve etmiştir. Yine o zamanlarda daha on iki yaşlarında iken şam tarfına ticaret için gittiklerinde, oradaki bulunanların şehadeti ile yine üzerinde bir parça bulutun onu sürekli güneşten koruduğunu görmüşlerdir. Yine bir defasında ticaretten dönüşlerinde, Hz. Haticenin meysere ismindeki hizmet karı ile ticaret dönüşlerinde bakarlar ki, iki melek kanatları ile ona gölge ediyorlar, orada bulunanlar bu olayı bizzat gördüklerini söylemişlerdir. Demek ki melekte onu tanıyor. Bir ara Resulullah (asv) amcası Ebu Talibin yanında kalırken; Ev halkının şehadeti ile, eğer o sofraya oturmassa doymak bilmiyorlardı. Yani tok olduklarının farkına varmayacak kadar yiyorlardı. Ne zaman ki, o sofrada bulunursa tok oluyorlardı. Doyduklarının farkına varıyorlardı. Bir de Allah Resulüne hiç sinek konmazdı. Yani sinek onu rahatsız etmezdi. Demek ki sinekte onu tanıyordu. Evet bu olaylar gösteriyor ki ; Gelecekte dünyaya manen reis olacak ve dünyanın manevi şeklini değiştirecek o zatı elbette Yüce Allah onu her türlü zararlardan koruyacaktır ve korumuştur da. Çünkü o ilerde Allahın kullarından ne istediğini insanlığa bildirecek, tebliğ edecektir. Allah’ın nelerden razı olduğunu ve nelerden olmadığını insanlığa tebliğ edecektir. Allah-ı bizlere o tanıtacaktı. Sadece insanlığa değil o bütün alemlere rahmet olarak gönderiliştir. Bütün mahlukat onun gelmesini can hıraş bir şekilde bekliyordu. Onun gelmesi ile dünyanın ve insanlığın şekli değişmiştir. O kıyamete kadar insanlığı saadete götürecek bir cadde-i küpra açmıştır. Ne mutlu o yolun yolcularına. Ne mutlu Allah Resulünün peşinden gidenlere. Yüce Allah ona hakiki ümmet olabilmeyi tüm ümmet-i Muhamme de kısmet eyleye. Rabbim tüm ehl-i imanı o kutlu nebinin yolundan saptırmasın inşallah.