Dünyanın kaynaklarının sınırlı olduğunu ve bu kaynakların tasarruflu kullanılması gerektiğinin bilmekteyiz ama yine de bu kaynakları hor kullanmaktayız. Ülkemiz enerji fakiri bu durumda pek azımız hariç enerji israfına karşı mücadele etmeyiz. Hele bir müslüman olarak, ‘israf haramdır’ bilinci ile hareket etmemiz gerektiğini aslında hatırlatmaya bile gerek yok diye düşünüyorum… Bu konuya niye girdim? İmam Hatip öğretmeni Muhammet Türkmen, TBMM Dilekçe Komisyonu'na yazdığı ve orada dikkate alınarak 81 il Valiliğine gönderilen dilekçesinde, tüm okullarda, devlet dairelerinde, üniversitelerde, kısacası tüm devlet kurumlarında göndermiş ve büyük bir enerji israfı olduğunu, bu israfın önlenmesi ile devletin en az yüzde 30 doğalgaz, elektrik ve kömürden tasarruf yapacağını ve milyarlarca doların yurt dışına gitmeyeceğini belirtmiş.” Haberi okuduğumda, Türkmen kardeşimi kutladım.
BANE NE DEMEMEK GEREK İnsanın kendinden bahsetmesini çok doğru bulmuyorum ama meslek hayatım boyunca kendimde bıkmadan usanmadan koridorlarda, sınıflarda, gereksiz yere yanan lambaları söndürmüşümdür. Hatta öğrencilerim sadece kendi sınıfımızda değil, okulun diğer bölümlerindeki lambaları söndürmük için yarış yapmışlardır… Şimde Muhammet Türkmen dilekçesine tekrar dönelim. Hocam dilekçesinde tasarruf önerilerini sıralarken, okulların saat 15.30'da kapandığını(normal öğretim) ancak doğalgazın yanmaya devam ettiğini belirterek, "Halbuki en az iki saat belki daha önce doğalgaz söndürülebilir. Okulun sıcaklığı o iki saat için yeterli olur. Havanın sıcaklığına göre bazen birkaç saatlik doğalgazın yanması okulu ısıtabilir. Buna rağmen doğalgaz yanmaya devam ediyor. İhtiyaç olmadığı zamanlarda dahi sınıfın tüm lambaları yanıyor. Maalesef bazı öğretmen arkadaşlarımız dahi buna dikkat etmiyor. Halbuki sınıf aydınlıksa elektrik yakmaya gerek yok. Yahut duruma göre birkaç lamba yakılabilir. Okul çıkışlarında sınıfların lambaları açık bırakılıyor. Bazen cumartesi-pazar dahi lambası yanan okullar görüyoruz. Buna idareciler dikkat etmeli"önerisinde bulunmuş. Okullardaki ısrafların benzerinin üniversitelerde de devam ettiğini dilekçesinde belirten Türkmen, "Hükümet kaynaklarındaki ve diğer devlet dairelerine girdiğimizde israfları hemen görebiliyoruz. Odalardaki tüm lambalar gerekli gereksiz yanıyor. Mesai 17.00'de bitiyorsa o saatte bile kaloriferler yanmaya devam ediyor. Halbuki duruma göre iki veya üç saat, belki daha önce kaloriferler söndürülmeli. Havanın durumuna göre belki birkaç saatlik kaloriferlerin yanması o günü kurtarabilir. Bunlara dikkat edilmiyor. Kısacası, devlet dairelerinde israf had safhada. Tasarruf genelgesi yayınlayıp ciddi takip yapılırsa tahmin edilemeyecek kadar tasarruf sağlanır. Milyonlarca dolar paramız yurtdışına gitmez, ülkemizde kalır" dedi.
BİLİNMESİ GEREKENLER Bilindiği gibi enerji kaynaklarımız elektrik, su, güneş, kömür ve petroldür. Gereksinme duyduğumuz enerjinin yaklaşık yarısını sağlamak için gerekli petrol ve petrol ürünlerini dışarıdan alıyoruz. Petrole ödenen döviz ekonomimiz için ağır bir yüktür. İhracat gelirimizin büyük bir bölümü petrol ithalatına harcanıyor. Ülkemizin ekonomisinin düzelmesi için enerjiyi tutumlu kullanmak zorundayız. Şunu söylemek istiyorum enerji yetersizliği üretimin düşmesine neden olmakta ve dolayısı ile ülkemiz ekonomisi üzerinde olumsuz nedenler ortaya çıkmakta.
Dolayısi ile bizler enerjide tasarruf yaparak, sınırlı enerji kaynağının en verimli biçimde kullanma durumundayız. Sonuç olarak ülkesini seven her fert; “Evde, okulda, işyerinde boşa yanan lamba olmasını engellemeli. Bozuk musluklarımızı mutlaka onarmalı. Suyumuzun boşa akmasını önlemeli. İzlemediğimiz ve kullanmadığımız sürece televizyonu, bilgisayarı ve oyun konsollarını kapalı tutmalı. Paramızı lüzumsuz yere harcamamalı. Ekmeği ve diğer yiyecekleri dikkatli kullanarak bayatlayıp çürümelerini önlemelidir.
Evimizde, okulumuzda enerji kaynaklarını tutumlu kullanarak ülke ekonomisine tahmin edemeyeceğimiz kadar büyük katkıda bulunabiliriz. Unutmayalım, “Damlaya damlaya göl olur.” Bu güzel alışkanlıklar küçükken kazanılır. Kalın sağlıcakla.