Atalarımız ne güzel sözler bırakmış bizlere halden anlayalım diye. “Ölümü gelen it Cami duvarına işermiş” Güzel ülkemiz 16 Nisan günü bu güne kadar bir çok defa yaptığı gibi yine sandık başına gidecek, kararını verecek, nasıl bir karar vereceğini ise bir Allah bir de milletimiz bilir. Ne karar verirse başımız gözümüz üstüne. Yalnız biz böyle derizde herkes bizim gibi düşünmez. Adam sanıp Milletvekili yapmışlar, neymiş efendim referendum sonucunda evet çıkarsa evet diyenleri denize dökeceklermiş. Gülermisin ağlarmısın, Hani demokrası hani milli irade, sizin istediğiniz olunca oh ne ala, tersi olunca denize dök, o kadar yorulma Esed’e bir kısa mesaj gönder evetcilerin üstüne kimyasal silah atıversin , böylece sende akdenize kadar yorulmazsın. Böylelerine ne demeli a dostlar, once o soyismini değiştirsin, Bozkurt’un bir asaleti var, it neresine yetmiyor. Merak edenlere 2015 Kasımında yapılan seçimlerde partilerin oy dağılımını gösteren Türkiye haritasına bakmalarını tavsiye ederim. Milleti denize dökmeyi düşünen CHP’nin en çok oy aldığı illerin Edirneden Mersine kadar olan kıyı kesiminde olduğunu göreceklerdir. İllede birileri denize dökülecekse deniz kenarında olanların daha dikkatli olmaları gerekir değil mi? Korkularla geldik bu zamana, hep korkutulduk, once din korkusunu bahane edip, laik-seküler bir devlet inşaa etmeye kalktılar. Sonra Kominizm korkusu ile paldır küldür Nato’ya soktular. Sonra daha fazla özgürlük deyip 1961 Anayasası ile millet iradesinin karşısına devleti temsilen sembolik Cumhurbaşkanlığı modelini hayata geçirdiler. Cumhurbaşkanı bile seçemeyen bir demokrasi mi olur diye 1980’de darbe ile bir kere daha devlete el koydular. Ne Özal’a tahammül edebildiler ne de Erbakan’a. Çok sürmedi onları aratacak olan Erdoğan geldi. Cumhuriyet mitingleri yaptılar işe yaramadı, e muhtura suratlarına çarpıldı. Partiyi kapatmadan da sonuç alamayınca Yavuz Sultan Selim ismine olan kinlerini ağaçları bahane ederek gezi kalkışmasıyla bir tık ileri taşıdılar. Olmadı CİA-FETO işbirliğiyle CHP’ye operasyon yapıp genel başkanı değiştirdiler. 17-25 aralıkta bir kısım Fetocu polis, savcı ve hakimin birlikte organize ettiği operasyonla hükümeti alaşağı etmeye kalktılar. Son olarakta malum 15 Temmuz da yaşananlar. 16 Temmuz sabahı ortaya çıkıp darbe karşıtı söylemlerde bulunan sayın Kılıçdaroğlu referandumla ilgili söyledikleri milletçe kabül görmeyince son günlerde televizyonlara çıkıp 15 Temmuzun kontrollü bir darbe girişi olduğunu söylemeye başladı. Galiba başına taş düştü. Fetocular zaten baştan beri 15 temmuzun bir tiyatro olduğunu söyleyip duruyorlar, bu iddialarına Kılıçdaroğlunu da inandırmışlar galiba. Değerli dostlar siyaset zor iştir, herkesin harcı değildir. Söyleyecek sözün kalmazsa iftira edersin. 2000 yıllık devlet geleneği olan bu milletin idare-I maslahatçı değil gerçek devlet adamlarına ihtiyacı olduğu aşikardır. Dünya tarihini azıcık merak edenler tarihe yön veren büyük devletlerin büyük liderler sayesinde bunu başardığını göreceklerdir. Büyük devlet adamları her adım başı elini sallasan ellisi hesabı bulunmuyor, aklımızı başımıza alıp liderimize sahip çıkalım, eften püften sebeplerle geleceğimizi tehlikeye atmayalım. Güzel bir gelecek için”Dünümüzü ve dinimizi iyi bilmemiz gerekir”sözünü hiç unutmayalım. Bir başka uyarı: Nisa suresi 105. Ayet ”Biz sana Allahın gösterdiği şekilde hüküm vermen için kitab’ı hak ile indirdik. Onun için hainlerin savunucusu olma” Son olarak İmamı Rabbani Hazretlerinden bir dua” Allahım bize hakkı hak olarak göster, ona tabi olmayı nasip eyle, batılı da batıl olarak göster, ondan sakınmayı nasip eyle.. Seyyid’ül beşer hürmetine.. Ona ve aline salat ve selam olsun. Kalın sağlıcakla…