“Çalışan kazanır,elması kızarır.” Çalışan öğrenciler YGS de kendilerini gösterdiler,yedikleri ekmeğin,harcadıkları harçlıkların karşılığını gösterdiler.Sevindiler,ailelerini sevindirdiler,öğretmenlerini kururlandırdılar. YGS'de bu yıl 277 bin 567 kişi 150 puan, 340 bin 366 kişi ise 180 puan barajını geçemedi. 2017 YGS'de son 5 yılın en kötü matematik testi ortalaması gözlemlenirken, sınava girmeyen kişi sayısında da büyük artış oldu. ÖSYM nin bu yıl ki YGS sınavı diğer sayısal verilerinden bazıları şöyle: Başvuran aday sayısı: 2.265.844 Başvurduğu halde,sınava girmeyen aday sayısı: 102.949 (Geçen yıl başvurduğu halde sınava girmeyen 61.482 kişi) Sınavı Geçersiz Aday Sayısı: 1.457 ( Geçen yıl sınavı geçersiz olan 473) Tüm Adayların doğru net ortalama cevap sayısı: * Türkçe 17.278. (Geçen yıl,19.101) *Sosyal Bilimler 12,303(Geçen yıl,10.752) *Temel Matematik 5.128.( Geçen yıl,7.891) * Fen Bilimleri 4, 611 (Geçen yıl,4.697) Geçen yıla göre parasını yatırdığı halde sınava girmeyen aday sayısında yüzde yüz artış olmuş,61.482 kişiden,102.949 kişiye çıkmıştır.Bunun nedeni, sınava geç kalmamı,başka sebepler mi araştırılması gerekir?Bu anlaşılması zor bir hususutur. Sınavı geçersiz sayılan aday sayısı,473 kişiden 1457 kişiye yükselerek yaklaşık yüzde ikiyüz artmıştır.Bu vahim bir durumdur.Sınavın geçersiz sayılma sebepleri araştırılmalı,buna tetbirler alınması gerekir.Bu bir ziyandır. Geçen yıl Türkçe,matematik,sosyal ve fen bilimlerinden tüm adayların ortalama net doğru cevap sayılarına bakıldığı zaman sınava giren öğrenci sayısı arttığı halde,Türkçe ve matematikde başarı düşüşü görülmektedir. Kız öğrencilerin erkek öğrencilere oranla kısmen daha başarılı oldukları,bütün adayların geçen yıla göre sosyal bilimlerde 2.5 net daha fazla yaptıkları gözlemlenmektedir. 340 bin 366 kişinin 180 puan barajını geçememesi son yılların ciddi bir başarısızlığı olarak değerlendirildi. Bu sayısal verileri, ÖSYM yetkilileri daha iyi değerlendirip, Milli Eğitim Bakanlığına rapor edeceklerdir.Sonuçta bu verileri, bütün eğitim sendikaları alıp tartışmalıdır.Eleştiri ve önerilerini sunmalıdır.Eğitim sendikaları üye avcılığı,adam kayırmacılığı,siyasal popilizm ve parasal talepler peşinden koşma yerine,ülkemizin eğitimindeki eksik ya da fazlalıkları da konuşmaları gerekir. Eğitimde elde edilecek başarılar, devletin bütün kurumlarına doğrudan yansır.Çünkü bütün kurum ve kuruluşların insan kaynağı milli eğitimdir.Eğitim bozulursa,her şey bozulur.Bu nedenle eğitimde heder hedilecek bir ferdimiz yoktur.Hükümetlerimiz bütçeden aslan payını hep eğitime ayırmaktadırlar.Bu milli servetin eğitimdeki başarıyı yükseltmesi gerekirken her yıl biraz daha başarı düşüşü yaşanması tesadüflerle açıklanamayacak kadar komprime sebepler içermektedir. Başarılı öğrencilerimizi tebrik ederim.Başarısız olanlar da ümitsiz olmasınlar. 1879'da elektrik ampulünü icat eden Amerikan bilim ve iş adamı Thomas Edison’un yaptığı bütün ilmi çalışmalar, fabrikasında çıkan bir yangın neticesinde yanar,kül olur.Herkes yangını söndürmek için koşdururken,göz yaşı dökerken O keyifle yangını izlemiş.Fabrika yanıp kül olduktan sonra yandakilere şöyle demiş:
“Bütün hatalarımız yandı,kül oldu.Şimdi daha iyisini yapmak için yeniden başlayabiliriz.” Başarı, çalışmanın, çabalamanın doğal neticesidir,dünyada en lezzetli yemektir.Bir defa tadanlar onu bırakamazlar. Her şey bitti dediğimiz anda ümit bize fısıldar:
Haydi yeniden dene! Düştüğümüz yerde kalkıp tekrr yürüyebiliyorsak, başarıya koşabiliriz demektir.Nobel Ödüllü Bilim Adamımız Aziz Sancar’ın dediği gibi;
“Ben zekaya değil çalışmya inanırım.” Her insan başarabilir,yeterki azmi bırakıp yeise düşmesin,korkuya kapılmasın.Ümitsiz olmaz.
Ancak çalışmadan da ÜMİT olmaz!