Sevgili Hacı İbrahim Sağır “Çocukça Bir Anı” diye paylaşmış. Şairdir kendisi. Sağıroğlan mahlasını kullanır. Yüz yüze tanışıklığımız olmasa da yaza çize birbirimize aşina olduk. “Ehli dil birbirin bilmemek insaf değil”dir. Menteşeli’dir Sağıroğlan. Menteşe, komşu köy. Oğulcuk’la Menteşe arası 10 km. ya gelir ya gelmez.
Ozan dili çevik olur. Duygularını dizelere döker Sağıroğlan. Ne güzel eder.
“Çocukça Bir Anı”yı Sağıroğlan’ın iznini alarak öyküleştirdim. Üçüncü kişili anlatıcıyla…İlgilerinize sunuyorum. Hacı İbrahim Sağır’ı sevgiyle selamlıyorum.
İbrahim, 13 yaşlarında afacan mı afacan bir yeni yetme. Ortaokulda okuyor. Kayseri’de Gültepe’de evleri. Mahalleli İbrahim’i sever. Annesi haylaz haylaz gezmesini istemez oğlunun. Okul tatil olur olmaz bir işle meşgul olmasını ister. Çalışmak ayıp mı?
Bazen Bünyan Garajı'nda su satar. Gültepe Mahallesi'nde çekirdek , sakız satar İbrahim.
Bir gün Bünyan Garajı yakınındaki Sebze Meyve Hali’nden gidip bir top sarımsak aldı. Sarımsakları üçer üçer bağlayarak Kale'nin içinde sattı. O sıralar Kayseri Kalesi'nin içinde meyve sebze satılırdı. Yani her gün açık olan pazardı Kaleiçi.
Bakar mısınız İbrahim’deki özgüvene. Tereciye tere satıyor. Kaleiçi’nde o kadar manavın tezgahı var. O rekabete girmiş onca manavla. Sarımsak satıyor. Nasıl mı? Hem de cılız sesiyle:
- Paçaya, mantıya, çamana sarımsak!.. diye bağıra bağıra.
Sarımsakların hepsini kısa sürede sattı. Eh, kısa günün kârı. Allah bereket versin, üç beş kuruş da kazandı canım. Kazandı ya, eve elleri boş mu gidecek? Hemen yanaştı bir manava. Manav da anasının gözü.
-Şeftali Bursa! diye öyle bir ünlüyor ki sesi hiç sıtma görmemiş.
2 kilo şeftali aldı İbrahim. Manav şeftalileri kese kağıdına koydu. Kese kağıdı adı üstünde kağıttan yapılmış bir torbacık. O zaman naylon poşetler yok piyasada.
Aldı kese kağıdını manavdan. Pürneşe çıktı Kale'den. Eve şeftali götürecek. Annesine sürpriz yapacak. İçi içine sığmıyor İbrahim’in. Bir an önce eve varmak için hızlı hızlı yürüdü. Hunat'ın önüne geldiğinde o da ne? Kısa günün kârı şeftaliler yerlere saçıldı. Kese kağıdının dibi delinmişti. Meğer şeftalilerin hepsi çürükmüş. Manav çürük şeftalileri doldurmuş kese kağıdına. Kese kağıdı beş dakika bile dayanamadı, darmadağın oldu.
İbrahim’in sevinci kursağında kaldı. Öyle üzüldü ki dokunsan ağlayacak derecede… Annesine yapacağı sürpriz hayal oldu. Eve eli boş dönmek zorunda kaldı.