5 Yaşıma kadar ailede tek çocuk olarak büyüdüm. Babam21 annem 16 yaşındayken çok genç yaşta evlenmişler. Ben beklemedikleri halde acele ederek dünyaya erken gelmişim , aile içindeki büyüklerin de ilgisiyle çok sevilmiş ve şımartılmışım. Bu aşırı sevgi ve ilgi benim paylaşma duygusunu öğrenmeme engel olmuş demek ki , 5 Sene sonra kız kardeşim dünyaya gelince ,sanki büyü bozuldu ve artık bana bir ortak geldi diye onu müthiş kıskandım. Öyle ki bir yabancı gibi yüzüne bile bakmak istemiyordum . Haliyle annemde babamda onunla ilgileniyor, zaman zaman da benim fark etmediğimi zannederek aşırı ilgi gösteriyorlardı .Oysa ben uzaktan onları kıskançlık içinde gözlüyordum ve sanki annemle babam beni sevmiyorlar düşüncesiyle kendimi hep yalnız hissediyordum . Hatta eski günlere dönmek için onun ölmesini bile düşündüm ,çocukluk işte.
Zamanla o da büyüdü ve bana reddetmekte zorlandığım yaklaşımlarda bulunuyordu. Hatta canını yaktığım zamanlarda bile ağlamıyor bacaklarıma sarılıyor “abi oynayalım mı”?diye yüzüme bakarak gülüyordu.Ondaki kardeş sevgisini bile kıskanıyordum.
Bir gün evde yalnızdık .Artık 4 yaşına gelmiş kreşe başlamıştı .Okuldan geldiğinde annem aldı bana da “Erdal kardeşinle biraz ilgilen markete gidip alışveriş yapıp hemen geleceğim oğlum “dedi .Onunla yalnız kalmak içimi sıkmıştı . Belli bir yaşa geldiğim halde hala onu sevemiyor ve onun bana neden ortak olduğunu kabul edemiyordum. Annem gittikten sonra masum masum yüzüme bakan kardeşimi salonun ortasında bırakıp mutfağa geçtim. Bir şeyler içmek için dolabın kapağını açtım .O sırada fark etmedim , o da yanıma gelmiş . Dolabın kapağı yüzüne çarptı ,canı yandığı için ağlamaya başladı. Nasıl davranacağımı bilemedim ,şaşkın şaşkın yüzüne baktım . Sonra birden ”neden arkamdan geldin ki iyi oldu “ dedim. O ise yüzüme bakarak ağlıyordu. Bir ağabey olarak onu avutmam gerektiğini bildiğim halde yapamadım , salona geçtim . Az sonra ağlama sesi kesildi . Bekledim yanıma delir diye ama gelmedi . Merek ederek mutfak kapısından baktım yere boylu boyunca yatmış için için ağlıyordu. Birden içimde ince bir sızı hissettim , onu kucaklamakla , aldırmamak arasında ki bir duyguyla öylece kalakaldım. Az sonra kapı anahtarla açıldı annem geldi. Yanına gidip paketleri almak istedim “Ece nerede ?”diye sordu ve mutfağa geçince onun yerde için için ağladığını gördü. O anda annemin yüzüme bakışını hiç unutmuyorum , hemen yanına çöküp kucağına aldı “alnına ne oldu , bir şey mi yaptın ?” diye sordu. Alnı kıpkırmızıydı ve birazda şişmişti
Erdal-Dolaptan su alırken kapının arkasına gelmiş görmedim ,kapı çarptı dedim.
Annem –Erdal sen onun ağabeyisin ,onu koruman ,sevmen ve artık kardeşini kıskanmaman lazım . Bu güne kadar bu kelimeyi söylemedim fakat farkındayım . Seni bu şekilde nitelemek istemiyordum ve büyüdükçe ona sevgini göstereceğini umuyordum ,yanılmışım demek ki . Seni ondan daha çok sevdik ve seviyoruz. Onun sana gösterdiği sevgiyi seninde ona göstermen senin için çok mu zor.?
Başımı önüme eğerek bir müddet sustum .Annem ilk defa benimle böyle konuşuyordu. Kardeşimi alarak mutfaktan çıktı. Olduğum yerden kımıldamadım .İçimdeki biraz öfke biraz da pişmanlık duygusuyla ağlamaya başladım. Az sonra annem yanıma geldi ve bana sarıldı “Bak Erdal sen 5 yaşına gelinceye kadar aile içinde o kadar çok seviliyordun ki , aile büyükleri ve akrabalar seni sevmek için evimize sık sık geliyorlardı
. Ece daha 4 yaşında , farkındaysan sana gösterilen ilgi kadar ona ilgi gösterilmedi. Sen ailenin ilk torunuydun ,o yüzden hepimiz seni çok sevdik ve hala seviyoruz. Ece de bizim çocuğumuz ve senin kardeşin ,onun sevgisiz büyümesini ister misin ? Onun da sevilmek hakkı değil mi? Ağabeyi olarak onu korumayı,onunla oynamayı onun büyümesinde bize yardımcı olmayı istemez misin? Hadi gel yanına gidelim onu öp ve alnındaki şişe birlikte pomat surelim.
Bu konuşa beni çok etkilemişti , anneme sarılarak kardeşimin yanına gittim . Gözlerindeki yaşlar hala kurumamıştı , eğilip yanağından ilk defa öptüm yüzüme gülerek baktı . O anda içimdeki duyguyu anlatamam . Annem pomat ı bana verdi ,kızaran yere sürmem için yardım etti. Akşam babam gelince annemin anlattıklarını duyamadım ama babamın yüzündeki gülümsemeden bu olayı konuştuklarını anladım. Yemekten sonra babam beni yanına çağırdı “ Gel bakalım delikanlı ,seninle Eceye bir sürprizim var ,yarın Pazar sizi lunapark’a götüreceğim sevindin mi? Yalnız orada kardeşini korumak senin görevin , birlikte salıncaklara, arabalara , dolaplara binersiniz , bizde sizi takip ederiz.” 4 sene boyunca Eceye gösterdiğim olumsuz tavrı değiştirememişlerdi . İnatla hep o evde yokmuş gibi davranmıştım. Bu günkü yaklaşımımın sanki bir ödülüydü bu.
Lunapark ‘a gitmeyi çok seviyordum , orada atlıkarıncaya ,trene ,dönme dolaba ,çarpışan otomobillere binmekten çok mutlu oluyordum . Bu sefer işim biraz zor olacaktı . Kardeşimi kollamak sorumluluktu. Neyse ki korktuğum kadar olmadı , iki kardeş çok eğlendik , babamda bizi yalnız bırakmadı. Ece ile ilgilenmek sanki beni mutlu etmişti ,çünkü o kadar munis ve uyumluydu ki yıllar sonra ona sevgi duyduğumu hissettim. Onun bana olan sevgisinin karşısında yenilmiştim , o küçük kız beni mağlup etmişti.
Yıllar su gibi akıp geçti . Ben şimdi 18 yaşındayım , O da 13 yaşında güzel ,zarif, sakin,ve olgun bir genç kız oldu. O günden sonra onunla çok ilgilendim , onu sevdim . Arada neden ben onun gibi hoşgörülü değilim diye kendimi eleştirdiğim ve onu kıskandığım oluyordu ,ama sevgim her geçen gün biraz daha derinleşti .İki kardeş çoğu şeyi birlikte paylaşıyor , ağabeyi olarak onu koruyor, derslerinde yardımcı oluyorum. Zaman zaman da birlikte sinemaya gidiyor , yürüyüşe çıkıyoruz. Sakın bir kız olduğu için yaptığım teklifleri reddetmiyor uyumlu davranıyor . Sanki benim kıskanç duygularımı sevgisiyle törpülüyor. Aslında böyle bir kardeşim olduğu için şanslıydım . Ya benim karakterimde olsaydı o zaman annemle babama ALLAH sabır versin derdim.