Okumak zenginleşmek demektir. Zorunlu çalışmalar dışındaki zamanı, bilgisayar,televizyon,oyun ,eğlence,uyku ve buna benzer uğraşlar dışında,en az bir saatini de kitap okumaya ayıran insanların,hayata bakış açısı ve kazandığı zenginlik onun bütün davranışlarına yansır.Kazanımları ile kelime hazineleri zenginleşen insanlar,Türkçemizi doğru ve yerinde cümlelerle,akıcı,geniş anlamlı,dar bir çerçevede kalmadan konuşurlar.Belleğinde ne kadar fazla sözcük varsa ,o oranda doğru anlar, o oranda düşünür ve düşündüklerini rahat,sade bir dille,etkili bir konuşmayla,dinleyiciyi sıkmadan anlatırlar.Yazıları zevkle okunur ,hayal güçleri zengindir.Zorlanmazlar.
Bizler çocuklarımızı çok severiz.İsteriz ki onları olabilecekleri en mükemmel şekilde yetiştirelim.Her anne baba yavrusu için bunu ister,istemelidir de.Fakat bu sadece istemekle olmuyor.Onları,daha küçücükken geleceklerini düşünerek doğru yolda yönlendirmemiz gerekiyor.Bunun için ne yapabiliriz.?
Önce kendimizi yetiştirmeliyiz.Çeşitli kitaplar okuyarak,çocuklarımızla nasıl iletişim kurabiliriz onu öğrenmeliyiz.Onu önemsediğimizi hissettirmeli,sorunlarını dinleyip paylaşmalı,yardımcı olarak birlikte çözmeliyiz.Bunu da kendi başarısı gibi göstermeliyiz.Çocuklar çok hassastır.Bir başarı gösterdikleri zaman çok sevinirler.Bu duygu kendilerine güven duymalarını sağlar.Çocuk ne kadar kendi başarısının lezzetini tadarsa, o kadar zengin bir dünyaya sahip olur,böylece başarma isteği artar.
Başarılı bir gelecek için çocuklarımıza, öğretim yıllarının başında düzenli bir çalışma programı hazırlamak gerekir.Oyun ve çalışma saatlerini önceden düzenlemeli,çalışma kadar dinlenmeye de zaman ayırmalıdır.Çünkü çocuk oyun oynayarak dinlenir.Hazırladığımız düzen b ir süre takip edilince ,zamanla bu tempoya alışırlar ve çalışmaları daha verimli olur.Öğrenci kendi kendine çalışma alışkanlığı kazanıncaya kadar, çalışması sırasında bir süre yanında olabilirsek ,ona güç vererek,daha verimli ve istekli çalışmasını sağlarız.Yalnız bunu yaparken,onun yerine çalışmalarını biz yapmadan sadece yönlendirip,yorumlarını dinleyerek,düşüncelerini sorarak,gerekli yerlerde de uyararak yardımcı olmalıyız.Yoksa onlara yardımcı olalım derken,kendimize bağımlı hale getiririz,çocuk çalışmalarında devamlı bizim yanında olmamızı ister.
Öyleyse sorduğu kelimenin anlamını değil, sözlük kullanmayı ,her gün okula götürüp getirmeyi değil,güvenli olarak nasıl gidip geleceğini öğretmeliyiz.Sorduğu bir problemi biz çözmeden,düşünüp nasıl çözmesi gerektiğinin yollarını göstermeliyiz.
Çocuklarımıza en az kazandırabildiğimiz davranış , okuma alışkanlığıdır.Aileler evde, kitap ,gazete,dergi gibi şeyleri okumak için, belli bir zaman dilimi belirleseler,çocuklar büyüklerine özenerek bu alışkanlığı kazanırlar.Karşılıklı okudukları kitaplar üzerinde konuşarak anlamaları, düşünmeleri,düşündüklerini doğru yorumlayabilmeleri,zengin cümlelerle anlatabilmeleri sağlanabilir.Onları ,toplum içinde kendine güvenen,inanan,hitabet sanatı gelişmiş,ayaklarının üzerinde durabilen,bağımsız düşünebilen ,başarı yollarını öğrenmiş,sorunlarını çözebilen bir nesil olarak yetiştirip, hayata hazırlarız.
Çok arzuladığımız Atatürk ‘ün hedef gösterdiği çağdaş medeniyet toplumu, böylece gerçekleşmiş olur.