Güzel konuşmak bir yetenektir.Her insan etkili ve akıcı konuşamaz.Konuşmaya iyi düşünüp,doğru bilinen konudan başlamak gerekir.İçeriğinde gerçekler olmayan konuşmalar gereken ilgiyi görmez ve dinleyenlerin dikkatini dağıtır.
Sohbet için toplanan bir toplulukta ,başkaları konuşurken onları dikkatle dinlerseniz,siz konuşurken de onlar sizi dikkatle dinler .İyi bir dinleyici olmak bir erdemliktir.Hiç bir zaman konuşmakta olan bir kişinin sözünü keserek ,söze karışmamalı.Bu davranış bilhassa alışkanlık haline gelirse,etrafta tepki uyandırır ve hakkınız da olumsuz fikirler doğar.İyi yetişmiş bir kişi ,böyle konuşmalarda, uluorta meydana fırlamaz.
Konuşurken gözleri çevredeki eşya üzerinde gezdirip, kayıtsızmış gibi bir tavır sergilememek ve dinleyenlerin yüzlerine ,gözlerine bakmak,konuşmayı daha etkili yapar.Aynı şekilde size söz söyleyen insanın gözlerine bakmakta ,onun anlattıklarına önem verdiğinizi gösterir.Tabi bu bakış onu rahatsız etmeyecek ölçüde olmalıdır.
Konuşmalar sırasında bazı kişiler aşırı el ve kol hareketleri yapar. Bu jestler etkili olabilir ama ölçüyü kaçırmamak şartı ile.Aynı zamanda uzun uzun cümlelerle dinleyenleri sıkacak konuşmalar ilgi görmez,hep ben konuşurum,benim anlattıklarımı dinleyin gibi bir ortam yaratmamalıdır. Dinleyenlerin sözlerinizden hoşlandığını sezmedikçe konuşmayı uzatmamalı,etkili bir konuşma sade,düzgün,içten gelen,lezzetli,şiirli,sıkı ve kısa kesilen,sıkıcı olmayan bir şekilde olmalıdır.
Konuşurken sesin tonu da çok önemlidir. Bazı kişiler sırf ses tonlarını iyi ayarlamadıkları için anlattıkları konular ,ne kadar ilgi çekicide olsa dinlemekten bıkılır ,bir an önce sözlerini bitirmesi istenir.Ses ,çok tiz ve pes perdelerden çıkmayıp kulağa hoş gelecek biçimde ayarlanmalıdır.
Konuşmak aynı zamanda bir sanattır.Damdan düşer gibi patavatsızca konuşan insanlar ,diliyle hem kendisine hem de karşısındakine zarar verir.Önce düşünüp ondan sonra söylemek çok önemlidir.Savunamayacağınız veya geri çekemeyeceğiniz bir sözü ortaya atarak güç duruma düşmemelidir. Bu karşıdakini de zor duruma düşürür.Belki duyulmasını istemediği bir konudur.Onun için bir sözü söylemeden önce gerek kendinize,gerekse başkalarına zararı dokunup dokunmayacağını iyice düşünmelidir.
Kalabalık toplantılardan çok, küçük guruplarda ki sohbetlerde ,kişilerin genel konusu,çekiştirme veya kınama olan konuşmalar yapmalarına tanık olunur.Birisinin özel işleri ve davranışlarını bir başkasına anlatarak dedikodu yapmak,iki veya üç kişinin her zaman orada olmayan bir diğer kişiyi çekiştirmesi ,tadına doyulmayan bir konuşma biçimidir.Bu gibi konuşmalarda her zaman, bir aradaki kişiler ,heyecanla ve ilgiyle ,dile dolananı yeren,küçülten,eleştiren bir ortamda konuşmalarını sürdürürler.Oysa ki bu gıybet,ayıplama,yerme,çekiştirme hem günah hem de iğrenç ve kırıcı bir şeydir.
O zaman , kişinin yüzüne söylemeye cesaret edilemeyen bir sözü ,arkasından da söylememek gerekir.Yaşamımızda dedikoduya ,çekiştirmeye ayrılan zamanı biraz bilgilerimizi artırmak için okumaya ,günlük olayları takip etmeye ayırabilirsek toplum olarak daha kültürlü ve bilinçli olabiliriz.Çocuklarımız da bu ortamda bizi takip ederler.