“Gıravatlı Eşek” yabancımız değil. Aşinayız Gıravatlı Eşek’e. Aşinalığımız nerden geliyor? Daha önce yazdık hikayesini. Bir hatırlayalım: Felahiye’nin Karaşıh köyünden Köksal çocukken babasıyla birlikte gelirdi bizim köye. Bir de eşekleri vardı. Eşeğin boynuna kravat takardı Köksal. İşte bizim”Gıravatlı Eşek” Köksal’ın eşeği.

Bu anlatıyı merak edenler BKİM’(**)de arama yerine Gıravatlı Eşek yazıp tıklamalılar. Eğer ararlarsa bulup okuyabilirler. Benden söylemesi.

Biz gelelim “Kravatlı Tilki”ye. Kravatlı Tilki Felahiye’nin Silahtar köyünde görülmüş efendim. Biz “Zilifter” deriz Silahtar’a. Zilifter üzümü meşhurdur. Çok şireli olur. İnce kabukludur.

Köye bir tilki dadanmış zamanın behrinde. Girmedik kümes bırakmamış. Köylü bizar olmuş. Kurnaz tilki her gece bir başka kümesi yokluyormuş. Zilifterliler el aman çekmedeler. Tilkiyle başları belada ki olursa o kadar olur.

Bunlar kara kara düşünürken içlerinden biri demiş ki:

-Yav bir de öğretmene soralım. Öğretmen buna belki bir çare bulur.

Gelmişler okula. Durumu anlatmışlar. Öğretmen:

-Niye bana haber vermediniz? Bu işin kolayı var. Bütün tavukları bir kümese doldurun. Kapısını sıkıca kapatın. Diğer boş kümeslerin kapısı açık kalsın. Siz de saklanıp bekleyin. Tilki hangi boş kümese girerse kapısını kapatıp bana haber verin, demiş.

Olur mu, olur. Tavuklar bir kümese doldurulmuş. Diğer kümesler boşaltılmış. Gece köylü pusuda. Tilki gözleniyor. Nihayet tilki arzı endam etmiş. Boş kümeslerden birine girmiş. Girmesiyle kapının kapanması bir olmuş. Tilki kümeste tutulu kalmış.

Koşup haber vermişler öğretmen beye. Öğretmen gelmiş. Girmiş tilkinin tutulduğu kümese. İçerde bir gürültü kopmuş. Bir süre sonra ortalık durulmuş. Öğretmen yedeğinde tilkiyle çıkmış kümesten. Yedeğinde derken tilkinin boynuna kravatını bağlamış. Kravatın bir ucu da elinde. Getirmiş köy meydanına tilkiyi. Bir tekme vurmuş kıçına. Kapıp koyvemiş tilkiyi. Tilki bir daha Zilifter’in semtine uğramamış.

Köylüler tilkiden kurtuldu. Ama merak etmekteler, bu işte bir iş var. Bunun hikmeti ne?

Bir gün sormuşlar öğretmene:

-Yav hocam, sayende dilkiden gurtulduk. Dilki gelmez oldu. İyi de bunu nasıl başardın?

Öğretmen gülmüş:

-Yav ne olacak? Tilkinin boynuna kravatımı bağladım. Artık o, 657’ye tabi bir memur. Bundan sonra tilki bir halt işleyemez, demiş.

……..

(*)Ali Aslım'ın Bir Zamanlar Kayseri-4 adlı kitabından yararlandım. Ali Aslım'a selam ediyorum.

(**) Bizim Köyden İnsan Manzaraları