31 Mart Mahalli İdareler Seçiminden sonra Büyükşehir Belediye Başkanı hem de Onikişubat ve Dulkadiroğlu Belediye Başkanlarına yapılan ziyaretlerin ardı arkası kesilmiyor.
“Ziyaretlerin kısası makbuldür ”diye bir sözümüz vardır. Bu sözünde içeriğine uyduğumuz söylenemez. Kenedine ayrılan zaman uzadıkça uzatanlar, randevu vereni de alanı da zora sokarlar. Böylece nakit olan zamanı boşa harcalar ve harcatırlar. Çünkü zaman bireyin olduğu kadar toplumun ortak değerleridir. Oysa gerçekleri, toplumsallığı inciten, yaralayan insanlarımızın da sayısı az değil.
Bu şekilde insanlarımız dikkat ve enerjisini yatırıma, üretime, bilime, teknolojiye, sanata, yönelmesi gerekirken, siyasi gerilim bu enerjiyi israf ediyor. Bu şekilde olunca ”Ortak akıl” üretmek ve büyük mutabakatlar gerektiren sorunları çözmek mümkün olmuyor.
Bu bağlamda zamanı kendimize, kendimizi de zamana uyarlamak zorundayız. Çünkü beden gücü ve sağlığı yerinde olan insanlarımızın, zamanı boşa harcama lüksü olamaz. Bu nedenle, kişilerin makamlara, kurumlara yapacakları ziyaretlerin gün evvelinden “çat kapı” yapmayarak zamanında ve süresinde ziyaretleri tamamlamak zorunda.
Üstelikte de her şeyin hızla değiştiği bir dünyada yaşıyoruz. İnsanlar sadece şehrin rutin problemlerinin çözümünde değil, ekonomide, teknolojide, sosyal ve kültürel alanlarda standartları yüksek şehirler istiyor.
Büyükşehir Belediye başkanı Hayrettin Güngör: Dünyada ve Türkiye de, değişim rüzgârlarının farkında olan ve de ayakları yere basan önce bürokrat daha sonra siyasetçi… Seçim öncesi kitapçıkta temel projelerinin tüm detaylarını anlatırken;
-İdeolojik bir alana değil toplumsallığı öne alan projeler olduğunu gördük.
-Sosyal belediyecilikte çıta yükseldikçe, vatandaşında beklentisi o derece yüksekte olduğunu görüyoruz.
-Eğer vatandaşın beklentisi karşılanmayınca “ben size oy vermiştim.” Demesi de manidar olarak karşımıza çıkıyor.
-Bu beklentiler karşısında belediyelerin ve belediye başkanlarının işleri o kadar kolay değil.
-İnsanları mutlu etmek, her geçen gün zorlaşıyor.
Diğer taraftan:
Yarım kalan ve devam etmesi gereken yatırımlar var. Bunların büyük bir kısmı istişareye muhtaç durumda.
Ben yaptım oldu… Alışkanlığı artık tarih oldu.
”Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var” derler. Hayrettin Güngör’ünde çalışma tarzı başka olabilir... Bol keseden şunu yapacağım diye atmıyor. ”İlk önce önceliği olan yatırımları ele alacağız… Ondan sonra imkân ölçüsü içerisinde devam edeceğiz” diyor. Güngör’ün Belediyeler birliği genel sekreterliğinden gelmesi her halde tesadüf değil. Cumhurbaşkanının tedrisatından geçerek Kahramanmaraş’a büyükşehir belediye başkanı oldu. Daha mazbatasını almadan bir gün önce tüm daire müdürlerinin istifasını istemesi, insanın aklına şu şekilde bir soru geliyor? Her halde sil baştan bir belediyeciliği hayata geçirecek… Elbette bunu düşünmekte haklıdır. Çünkü çalışacak kadroyu kendi dizayn etmesinde şaşılacak bir tarafı yok. Bunun değişik yorumlayanlar olacaktır. Ancak inandığı, güvendiği, bildiği kadrolarla işe başlamak tan doğal bir şey olamaz.
Ziyaretlerle başladık, başka başka konulara girdik. Hadi hayırlısı.