Hısımım Maksut Yarol on parmağında on marifetbir candır. Onu herkes Mahsun bilir. Öyle tanır. Ama nüfus kütüğüne “Maksut”olarak kaydedilmiştir adı. İlk mesleği oto tamirciliğidir. Bir otomobilinmotorunu gözü kapalı indirir, bindirir. Motorun sesinden arızayı şıp diyebilir. Boğazlıyan’da iki katlı malikanesinin bodrumu bir atölye gibi. Motoronarımı için gerekli alet edevat. Tezgah… Çim biçme, budama gereçleri, çapalar…Ne ararsan fazlasıyla vardır atölyede. 
Oto tamirciliğinden dem vurup bahçe işlerinegeldik değil mi? Öyledir kardeşim. Artık bahçe işleriyle uğraşıyor sevgilihısımım. Bu onun özel zevki.
Oto tamirciliği ihtisas alanı. Daha sonra uzun yolkaptanlığı yaptı. Avrupa yollarında direksiyon salladı. Avrupada konuşulan tümdilleri meramını anlatacak derecede bilir. Çok girişken, sıcak kanlı birinsandır. Hemen muhatabıyla konuşacak bir ortak nokta bulur. Sarar sarmalar.
Aslen Karakoçlu’dur Maksut Yarol.Altmışlı yıllardatamirhanede çalışırken Boğazlıyan-Karakoç arasını yaya gidip gelirdi. Kendideyişiyle arkasına baka baka…
BMW motosiklet aldı 1966’da. Motosiklet 1955model, tek silindirli. Ayakları yerden kesildi. Mahsun Usta’nın. Arada birbirlikte çalıştığı Yusuf abimle Oğulcuk’a gelirler. Hatta bir seferinde Acıyakınlarında bir şişe şarabı düşürmüşler. Dönüşte Mahsun Kaptan şarabı bulmuş.Şarabı da Süleyman’la kaynı Mustafa götürmüş.
Artık Karakoç’a motosikletle gidip geliyor.Yolculuk tek başına yapılır mı? Mahsun Kaptan motorona iki, bazen üç kişibindirdiği oldu. BMW bana mısın, demedi. Motosikletine gözü gibi baktı. Tozkondurmadı hısımım.
Bir defasında Yusuf abim Müstecep’in cipinişarampola kaydırmış. Mahsun Kaptan bir halat bağlatmış cip(jeep)e. Halatın birucunu da BMW’ye. Ardına da birini bindirmiş. Land-Rover cipi çekip çıkarmışşarampoldan.
Mahsun Bey askere gidince babası BMW’yi sattıCavlaklı birine. Asker dönüşü benim hısımım Belçika’ya gitti. Tır şoförü oldu.Ekmeğini direksiyon sallayarak kazandı. Emekliliğinde dönüp geldi Boğazlıyan’a.Volvo hastasıdır. Bilmezdim. El altından BMW’sini ararmış. Cavlaklı alıcıyıbulmuş oğlu, benim damadım Sencer’le. Cavlaklı da Salepli birine satmış BMW’yi.Baba-oğul tutmuşlar Salep’in yolunu . Salepli BMW’yi atmış bir kenara. Yaşınyağmurun altında hurda vaziyetinde duruyor.
Mahsun Kaptan BMW’yi o halde görünce çokduygulanmış. Dokunsalar ağlayacak vaziyette. Adamla anlaşmışlar. Sekizyüz liraverip BMW’yi alıp getirmişler Boğazlıyan’a. Garajda toplanmayı bekliyor. Sencerparçaların çoğunu bulmuş. Bir karbüratör kalmış.
Diyor ki hısımım:
-BMW’yi ayaklandıracağız. Bineceğim ilk göz ağrımarüzgarda saçlarımı savura savura bir tur atacağım. Hatta Oğulcuk’a geleceğim.
Eyvallah hısım. Gel bizim köye. Ben de terkinebinerim. Şöyle çıkarız Belören, Gürden, Kepiç üzeri Felahiye yaparız. Acı’dabir su içip yürek yangınımızı söndürürüz, ne güzel olur.
Hadi hayırlısı bakalım.