Siz hayatın size sunduğu hediyeye karşı memnuniyetsiz biryaklaşım sergiledikçe hayatta size güzelliklerini sunmaktan vazgeçecektir.
Kendi cevaplarımızıararken; gözlem yapmak, kendimiz dışında akıp giden dünyayı anlamaya çalışmakve bu hayatın içerisine dâhil olmak, çözüme giden yolda işimizi kolaylaştırır.
Çevremize baktığımızda “Neden herkes bu kadarmemnuniyetsiz?” Mutsuz olmaktan bahsetmiyorum, evet birçoğumuzun mutlulukkavramıyla ilgili de sıkıntıları var fakat mutlu olabilme durumunu bir şekildeçözümleyebiliyoruz. Memnuniyetsizlik bir hastalık gibi birimizden diğerineyayılıyor. Ne gidilen tatiller yetiyor, ne dolaptaki giysiler, ne kazanılanparalar ya da ulaşılmış kariyer hedefleri.
Memnuniyetsizliğimizin kaynağı gerçekten dış dünya mı? Herşey mükemmel bir sistem içerisinde gidiyor olsaydı memnun olabilme durumunuhakkıyla yaşar mıydık?
Gerçekten yürekten istediğinde hayat sana altın tepsideisteklerini bir bir sunuyor. Bu sunumun devamlılığının sağlanması ise kişininkendi ellerinde oluyor.
Bazen duyuyorum; “İstediğim hiç bir şey gerçekolmuyor.” Diye yakınanları… Bir zamanlar istediğiniz bir şeygerçekleştiğinde nasıl tepkiler verirdiniz? Hiç fark ettiniz mi? Ya da soruyufarklı bir şekilde sorarsam; Çok sevdiğiniz bir arkadaşınıza elinizdengeldiğince hediye aldığınızı ve onunda her defasında aldığınız hediyeye olumsuzbir taraf bulduğunu ve memnuniyetsizlik gösterdiğini… Bu olumsuz vememnuniyetsiz tavır karşısında daha ona ne kadar hediye almaya devamedebilirsiniz ki?
Hayat da tam olarak böyle işte… Siz hayatın size sunduğuhediyeye karşı memnuniyetsiz bir yaklaşım sergiledikçe hayatta sizegüzelliklerini sunmaktan vazgeçecektir.
Memnuniyetsizliğin temel kaynağı hayatın kendisinden ötebizlerin yaşama karşı sergilediği tutumdur. Bizler ki kendi iç dünyamızdaruhumuzla öz varlığımız ile memnun ve barışık olamadıkça, hayatın sunduklarınaşükran duymadıkça, yaşamın güzelliklerine de olumsuzluklarına da aynı orandasaygı göstermedikçe, evrenin cömertliğini hem gözlerimiz göremeyecek hem de varolan bu sonsuz cömertlikten de kendi payımıza düşeni alamayacağız.
Şimdi soralım kendimize; “Ben kendimden ne kadarmemnunum?” diye. Dünya bizim yansımamızdır. Etrafımızda gördüğümüz herdurum ve olay biz böyle olduğumuz için böyledir. Biz değişmeye karar vermedikçehayatta aynı olayları farklı senaryo ve kişiler ile tekrar tekrar karşımızaçıkaracaktır, ta ki biz bunlarla neden karşılaştığımızı fark edip kendimizdenmemnun olup, varlığımıza şükran duyup aynada kendimize kocaman gülümseyip özvarlığımıza teşekkür edene kadar…