Zihnimiz biziyanıltıyor mu? Gerçekte olmayan şeyleri neden o kadar abartıyoruz? Gün içindene oluyor da bir anda kendimizi bir şey yokken kötü hissetmeye başlıyoruz?Bunların en temel sebeplerine baktığımızda karşımıza “düşünce hataları”çıkıyor.
Düşünce hatalarını şöyle bir örnekle anlatacak olursak: Bazıinsanların zihinleri, yaşanan olayları gerçeğe pek uymayan şekildefelaketleştirerek yorumlarlar, bir başka kişi ise olan bütün her şeyinkendisiyle ilişkili olduğunu düşünür. Bu ve buna benzer düşünce stillerine psikologlar düşünce hataları diyor.Bunlar farklı şekillerde ve oranlarda tüminsanlarda görülmekle birlikte psikolojik rahatsızlık yaşayanlarda daha fazlagörülür.
Kendimize ve çevremize dönük bu düşünce hatalarımız hayatı oldukçazorlaştırır ve ilişkilerimizi olumsuz etkiler. Bu düşünce hatalarını dahadetaylı incelemek ve kendinizdekilerin farkına varmak için aşağıdaki maddeleregöz atmanızı öneririm.
1) Keyfi Çıkarsama
Bir durum karşısında destekleyici kanıtlar olmadığı halde hatta gerçektetersine kanıtlar olmasına karşın belli bir sonuca ulaşmayı anlatır. Örneğin:Yöneticisi tarafından konuşmaya çağırılan bir çalışanın “Yaptığım işler kötüolduğu için benimle konuşmak istiyor” diye düşünmesi.
2) Seçici Soyutlama
Olayları bağlamdan kopartarak bir detaya odaklanma, durumun daha belirgin diğerözelliklerini ihmal etme ve bu sınırlı özellik temelinde bütün yaşantıyıkavramlaştırmadır. Örneğin: bir konferans sonrası herkesin çok beğendiğinisöylemesine karşın bir kişinin olumsuz eleştirisi yüzünden, kişinin kendinikötü hissetmesi bu durumu anlatır.
3) Aşırı Genelleme
Tek bir olayı referans alarak genel bir çıkarım yapmak ve olumsuz sonucaulaşmak. Örneğin: sevgilisi tarafından terk edilen birinin hayatı boyunca sevilmeyeceğinive mutlu olamayacağını düşünmesi.
4) Büyütme ve Küçültme
Kişi bazı olayları yorumlarken, öznel bir takım ağırlıklar atfederler. Budüşünce hatasını yapan kişiler kendi yaptıklarını küçük yapmadıklarını isebüyük görürler.
5) İkili Düşünme
Kişi durumu ya hep ya hiç şeklinde algılar. Örneğin: Mükemmel değilsem bu benimbaşarısız olduğum anlamına gelir.” “Beni eleştiriyorsa sevmiyor demektir ”
6) Kişiselleştirme
Sıkıntıda olan bireyler sıklıkla kendi kendilerine ve kendi ruhsal acılarınaaşırı odaklanırlar. Bu nedenle olumsuz bir olay veya durum ortaya çıktığındabunun reddedildikleri veya suçlandıkları şeklinde kendileriyle ilgili olduğunudüşünme eğilimindedirler.
7) Felaketleştirme
Küçük bir bilgiden yola çıkarak, o bilgiyi de yeterince değerlendirmeden durumuhep olumsuz olarak değerlendirmek. “İşi yetiştiremedim, beni kovacaklar”
9) Zihin okuma
Çevremizdeki insanların düşündüğünü bildiğimizi ve onların da bizim nedüşündüğümüzü bildiklerini düşünürüz. Örneğin biz konuşurken esneyen birinigördüğümüzde sıkıldığını düşünmemiz buna bir örnektir.
Kendi kendimize ön yargılı bir şekilde olayları yorumlamamızyanlış! Olaya göre kişiye göre yorumlayıp; sebep- sonuç ilişkisine bakmaklazım. Daha yüzeysel, basit ve mantıklı bir şekilde…