Bu konuda yazdığımız makalelerin kaynağı Şekip Aslan’ın Müslümanların Gerileme Sebepleri kitap olduğunu ilk yazımızda ifade etmiştik. İlk iki yazımızda, geri kalmışlığımızın sebeplerini işin uzmanlarının dilinden aktardık, bu gün üçüncü yazımızı kaleme alırken, kendim şunu gördüm. Hiç kimse hata bende, yanlışı biz yaptık demiyor, genelde ya dış düşmanları ya da içerdeki idareci, ulema veya diğer kesimlere mal ediyor. Mesele (s.150)’de Mısır Müftüsünün de görüşlerine yer verilmiş, o da Türklerin İslam’a girmesinden sonra aldıkları rolü hazmedememiş olsa gerek ki, o da Türkleri yani Osmanlı ve Selçuklu’yu eleştiriyor. Der ki; “ Bu mükemmel toplumun(İslam Toplumu) gerilemesinin iki sebebi olmuştur. Evvela İslama, ona yabancı olan unsurlar girmiş. (Bizi işaret ediyor). Felsefeciler ve müfrit Şiirler bir ifrat anlayışı getirmişlerdir…” Dikkat ettim, adam kendi içinde çelişiyor. Bunun için Kasım Emin(1865/1908) de yaşamış, özellikle kadınların eğitimini önemseyen bir başka alimin tespitlerini sizlerle paylaşmak istiyorum. Kasım Emin, geri kalmışlığın coğrafyayla ilgisi olmadığını çünkü ayrı coğrafyada ilerlemiş devletler kurulduğu gibi, geri kalmış devletlerinde bulunduğunu belirtip şöyle der: “ Öncelikle belirteyim, çöken gerileyen İslam değildir, Zira İslam’ın çoküntüsü(geri kalmışlığı) bir sonuçtur. Çöküntünün gerçek sebebi, ahlaki dayanışma ve kudretin, sosyal faziletlerin ortadan kalkmasıdır. Bunun sebebi ise tek kelimeyle CEHALETTİR(s.153) İŞTE GERÇEK SEBEP Evet, Müslümanların geri kalmışlığının en büyük nedeni bana göre de cehalettir. Şöyle konuya biraz açayım, Allah nasip etti, kutsal topraklara birkaç defa gittik. Orada Müslüman kardeşlerimizle söyleşi ve söyleşiler yaptım. Onlara İslam Dünyasının Gerileme Sebepleri Nedir? Diye sorduğumda inanın tamamı cehalet dediler… Hac ve umreye gidenler benim ne demek istediğimi çok daha iyi bilirler, orada yaşadıkları ve gördükleri bu söylediklerimin delilidir. Devam edelim, Kasım hocanın dilinden konuya; “ Cehaletin kaynağı ailedir. Çünkü insanları gerçek mutluluğa götürecek yolları çocuklarına gösteremiyorlar…” Durup şimdiki halimize bakıyorum. Sağlıktan tutunda, trafik kazalarına varana kadar, bütün sıkıntıların sebebi iyi eğitilmemiş fertlerdir. Fertleri yetiştirecek kişiler ise anne ve babalardır, yani ailedir. Biz öğretmenleri, ülkemizde çocuklardan önce anne ve baba eğitimine önem verilmeli, deriz. Çünkü kimi ebeveynler, öğretmene, “eti senin kemiği de senin” diyerek, çocuğunun bütün sorumluluklarını öğretmene yüklemeye çalışırlar. Buna yıllarca şahit olduk. Oysa, çocukların gerçek sorumluları aileder. Elbette öğretmenlerinde sorumluluğu vardır. İşte burada diyoruz ki, eğitimce aile ile okul işbirliği yapmalı…. Şunu söylemek gerek, aile kurulurken sağlam temellerle kurulur, aile faziletlerle donatılırsa, bu genelde çocuklarıda yansır. Ancak aile sorunlu ise inanın çocuklarda toplumda sorunlar oluşturuyor, çünkü biz öğretmenlerin şöyle bir tespiti vardır. “Sorunlu çocuk yoktur, sorunlu aile vardır!” deriz… Ancak bu gün ailenin fonksiyonu değişti, çocuk artık terbiyeyi aileden almıyor, sosyal medya ağır basıyor. Bunun içinde milli bir sosyal medya oluşturulmalı… ÇÖZÜM EĞİTİMDİR Şimdi hastalığımıza teşhisi koyduk. Sorun cehalet. Çözüm ise aile kurmayla başlıyor ve ilk öğretmen annenin eğitimle olması gerekiyor. Öyle ya, kadın aile ekonomisinden anlamalı, sağlıklı iletişim kurabilmeli. Çocuğunun yaş özelliklerini bilmeli ve onu en güzel terbiyeyi vermeli… Bu tespiti aslında yıllar önce acizane bu kardeşiniz yapmıştı. Her ev bir okul, her anne bir öğretmen projesinin sahibi olarak, okullarımızda anne ve baba eğitimleri yapmıştık. Eski Milli Eğitim Müdürlerimizden Sebahattin Akgül hocamızın öncülüğünde, 5 okul pilot seçilmişti. Çok da güzel gidiyordu, ancak uygulayıcı ve konuşmacı olan öğretmenlerimizin bir kısmının isteksizliği ile kısa kesildi. Sonuç iş dönüp dolaşıp insanı iyi yetiştirmeye yani eğitime dayanıyor, eğitimin temelini ise anne atıyor. Öğretmenlerle devam ediyor… Sizin anlayacağınız müslümanlar takva medeniyetini mutlaka kurmalı. Kimsenin olmadığı yerde, beni Allah(cc) görür bilinciyle yetiştirdiğimiz fertler kültürlüdür, çalışkandır ve topluma pozitif değerler kattıkları içinde ülkeler büyür, gelişir.(Not,bu seri devam edecek inşallah!) Bugünde veda sırası geldi, kalın sağlıcakla.