YAHU durun hemen, “Onikişubat nereeee, New York nere” demeyin.

Depremden bu yana hiç bir basın toplantısına katılmamıştım.

Onikişubat Belediye Başkanı Hanifi Toptaş, 5-6 kişilik bir yazar grubuyla kahvaltıda buluşacakmış, Basın Müdürü sevgili Serhat Gümüş aradı ve, “Abi lütfen çık artık dışarı ve ilk olarak da bizim bu davetimize katıl…” dedi.

Ne kadar bahane varsa öne sürsem de Serhat’ı ikna edemedim.

Gönülsüz katıldığım toplantıdan ciddi olarak çok keyif aldım ve “İyi ki gelmişim” diyerek Serhat’a da teşekkür ederek ayrıldım.

BENİM YATACAK YERİM YOK

BAKIN bir özeleştiri yapayım, bu sütunların yazarı olarak bazen önyargılarımı kıramıyorum.

Başkan Toptaş’ı tanımıyordum ve doğrusu işte o önyargım ile farklı düşünüyordum.

Soğuk geliyordu.

Mahir Ünal’daki gibi Toptaş’a da “Ice father” diyordum.

Siyaset kulislerinde, “Hayrettin Güngör’ün yönlendirmesi ile iş yapar” iddialarına “Onikişubat adına çok yazık” demiştim.

Sonra yine anlatılanları dinledikçe “eyvah” demiştim çünkü verilen imaj Başkan Toptaş, belediyedeki eski kadro için adeta bir “cadı avı” başlatmıştı.

İşte bu düşüncelerle o kasvetli kahvaltı odasına girmiştim.

Genelde böyle birimidir, yoksa bizlere mi öyle bir imaj çizdi bilmiyorum ama Hanifi Bey çok relax bir yapıya sahip.

Mesela “Hayrettin Güngör’ün adamı” iddialarını sordum.

Onun gölgesinde olduğunu düşünüp düşünmediğini sordum.

Hem siyasette, hem de bürokraside çok önemli deneyimlerin sahibi, aynı zamanda belediyenin de ilk kurucu başkanı selefi Hanefi Mahçiçek gibi bir ustayı bile sordum.

Söz kesmedi, eleştirileri de sonuna kadar dinleyip açıklamalarını yaptı. (İç sayfalarda haberini okuyabilirsiniz)

İşte bu önyargımdan dolayı benim yatacak yerim yok.

YÖNETİMDE SIFIR TOLERANS

BİZ gazetemizde daha önce de “eski kadrolara kıyım” yapıldığı, görevden alınmaların dışında, işten atılanların olduğu, bir anlamda “belediye içinde cadı avı” başlatıldığını yazmıştık.

Başkan Toptaş, kısmen bu eleştirileri de yanıtladı.

Özellikle depremin yaraları henüz sarılmamışken, “klasik bürokrasi” istemiyor.

Çözüm odaklı bir anlayışın tüm belediyeye hakim olması gerektiğini anlatıyor.

Çalışmayan veya yeterli verimi göstermeyen personel konusuna hiç tahammülü yok.

Amerikalılar buna “Zero tolererance” diyorlar.

Başkan Toptaş’ı dinlerken aklıma CNNTürk’te eski New York Belediye Başkanı Rudy Giuliani ile yapılan bir röportaj geldi.

Rudy Giuliani, göreve ilk başladığında bütün belediye yönetimini toplayıp, kendi yönetim tarzını anlatmış.

Mutlu bir kent yaratma konusunda personele uyguladığı sıfır tolerans (zero tolererance) politikası ile muazzam başarılara imza atmış.

Neticeye gelecek olursak: Tam böyle demese de “Her yiğidin bir yoğurt yeme tarzı vardır, bu da benim yoğurt yeme tarzım. Bana destek olun, başarıya beraber ulaşalım…” demek istiyor.

O zaman buyurun efendim. Meydan da sizin, at da sizin.

Başarınızı alkışlayacağız ama başarısızlığını da hem de en acımasız şekilde eleştireceğiz.

AMAN DA TÜRKÜMÜZÜ UNUTMAYALIM

Günün önem ve mahiyetine binaen şu türkümüzü de şuraya bırakalım.

Bağa girdim bağ budanmış, bağa bülbül dadanmış.

On beş yaşında da nazife de hanım, kimlere aldanmış

TOPLANTIDAN NOTLAR

●     Henüz daha yazın bitmediği bir zamanda her tarafı ahşap, gün ışığı almayan penceresiz bir odada kahvaltı yapmak, hiç zevkli değildi.

●     Fiziki olarak zaten fit olan Başkan Toptaş, bir de üstüne gri ve ince çizgili Ramsey takım elbiseyi çekince, olduğundan çok daha cılız bir görüntüye girmiş. Oysa kilo problemi olmayan Hanifi Bey, kalın çizgili giysiler tercih etmeliydi. Hanımefendisi kesinlikle bu işe el atmalı.

●     İki yanına iki başkan yardımcısını oturttu, teknik konularda zaman zaman bilgi aldı. Başkan Yardımcısı Cuma Tekinşen, her zamanki şıklığındaydı. (Ki Cuma Bey neredeyse pikniğe bile takım elbise ile gider 😜)

●     Oda içinde anlamsız bir şekilde koruması da bir köşede oturuyordu, sonra konu Hayrettin Güngör özeline indiğinde fotoğrafçıya ve korumaya “siz çıkabilirsiniz” dedi.

●     Bir konuda çelişti! Yönetimde bütünlük dedi ama sonradan da Expo için ayrı bir yönetim kurmaktan söz etti.

●     Toplantıya katılanlardan Mustafa Şirin’in dilini bir gün önce arı sokmuş ancak bu her ne hikmetse daha çok konuşmasına sebep olmuş. 😜

●     Sanırım biraz da burcundan kaynaklanıyor olsa gerek, abartılı işler içinde bulunmayı sevmiyor. Bu nedenle büyük organizasyonlar, abartılmış duygular ya da gereğinden fazla önem yüklenen konular oğlak burcunun sevmedikleri arasında yer alır.

●     Aşık Mahzuni’nin ‘Çeşmi siyahım’ türküsünde hem duygulanabilir, aynı anda da keyiflenebilir.

YATACAK YERİ YOK

BENİM

ÖNYARGISINDAN dolayı bu sütunların yazarı Yener Atlı’nın…

YATACAK YERİ ÇOK

SERHAT GÜMÜŞ

TANE tane anlatarak beni bu önyargıdan çıkartan Onikişubat Basın Müdürü Serhat Gümüş’ün…