Bayezidi Bestami hazretleri bir gün bir akıl hastanesininönünden geçerken bir hastanın, bir tabakta bir şeyler dövdüğünü görür ve ona neyaptığını sorunca hasta "Delilere ilaç yapıyorum" der. Bunun üzerineyine hastaya kendisindeki  günah işlemehastalığı için bir ilaç yapmasını rica edince, hasta yapamayacağını der demez,konuşmalara kulak misafiri olan yanlarındaki bir başka hasta atılarak "Tövbe kökü ile istiğfar yaprağını karıştırıp kalp havanında tevhidtokmağıyla döv, insaf eleğinden geçirip gözyaşı ile yoğur ve aşk fırınındapişir. Akşam sabah bu ilacı yersen bu hastalığın geçer" diyetavsiyede bulunur. Bunun üzerine Bestami hazretleri "Hey gidi dünya heyy.Seni de buraya hasta diye getirip koymuşlar" diyerek oradan ayrılır.

Bu paylaşımı Mustafa Zincirkıran hocam dün sosyal medyada paylaşmış, dikkatimi çekti, yoğun gündemin dışına da çıkmak istedim, bunedenle  biraz konuyu açayım dedim vekaynak kitaplara başvurmaya başladım.

Karşıma Tövbe Kökü ve İstiğfar yaprağı diye bir bölümçıkmadı, tabi tevhid tokmağı, insaf eleği, aşk fırını başlıklarına darastlamadım.

Aslında biraz inançlı olan, Kur’an ve Sünneti bilenherkes kendince bu konuda yorum yapar, bende kendi ilmime göre birşeyleryazayım istedim.

Rabbim dilimizi açsın, kalemimize kuvvet versin inşallah!

Peki açalım mı?

AÇALIM

İnsan yalan dünyanın aldatıcı parlaklığından, bir yakınıöldüğü zaman uyanıyor. O acıda çabuk geçiyor, üç ben gün sonra yine nefsin veşeytanın esiri oluyor. Tatli geliyor dünyalıklar.

İşte, Bayezid-i Bestami’de böyle gaflet ve günah içindeolan bizim gibi insanları uyandırmak istemiş olsa gerek.

Mesele şu, hepimiz insanız ve çoğumuz da günah işliyoruz.Mevlana hazretlerininde ifade ettiği gibi günah çukurlarında kalmamak için,önce nasuh bir tövbe yapmak gerekiyor. İşin doğrusu bu da öyle kolay değil!Çünkü günümüz dünyasında bu kadar nefsin hoşuna giden şartlar oluşmuş iken,birkaç gün tövbenize sadık kalıyor, sonra yine şeytan ibiğinize yapışıyor.  Dünya tatlı geliyor. Devam ediyorsunuz,günahlara…

Ancak, yine Mevlana’nın ifadesi ve Kur’anın işareti ilegünahlarla mücadeledenvazgeçmek yok.

Mevlana, “ Ne olursan ol gel, günahını bin defa bozmuşuolsan da gel, çünkü bizim kapımız umutsuzluk kapısı değil, diyerek günahlarımızkarşısında pes etmemek gerektiğini belirtiyor.

Sonra zikre başlamak gerekiyor. Zikir Rabbi anmak, güzeldavranışlar yapmaktır, konu uzun bir kitap konusudur zikir, kalbi günahkirlerinden arındırmak için, O’nu(cc) sürekli anmak gerekiyor. Bu temizlikdemektir. Dilimiz zikir ettikçe, günah kirlerimiz silinir, fıtratımıza döneriz.

Mübarek geceler daha da önemli fırsatlar içeriyor, zekat,hac, umre, namaz v.b tüm ibadetler insanı temizliyor, hafifliyorsunuz.

Ardından gözyaşları gelir, manevi dereceler eldeedersiniz. Tevhid tokmağı bu olsa gerek…

Bu nedenle zikir meclislerine devam etmek gerek.

Siz bakmayın bir dananın bir nahırı….. yaptığını.

Ancak, tabi olduğunuz hocayı da takip etmek gerek. Nekadar ehli-sünnet bilmek gerek!

Ancak yoldan çıkarsanız, yine kalp kalelerinizin burçlarıyıkılır. Hemde yeniden tabiri çok uzun zaman alır.

Evet, dünya imtihan dünyası ve müslümanlar bu konudabirbirlerine destek olmalı. Günaha yönelen din kardeşinize el uzatmalısınız.

Çünkü günahlar virüsler gibi çabuk yayılır, sevaplar öyledeğildir.  Şöyle bağlayalım. Fıtratınızaters şeylerle karşı karşıya kalacaksınız dünyada.. Soğuk yerde abdest almaktan,olur olmaz yerde namaz kılma, kazancınızdan zekat v.s .Katlanacaksınız.. ZiraCennet yolu dikenlidir.. Cehennemin yolu; şehvetler, bedenim altında ezileninsanlar olabiliriz.

Yanlışa düştüğümüzde ise Yunus(as) duasına sarılıp, derintövbelere devam etmek gerek. Allah’ın izni ile aradığınız huzuru bulacaksınız.

Kalın sağlıcakla.