Kur’an hayatımızın hayatıdır. Bizler Kur’an ın bize verdiği bir ruh ile gerçek değerimize kavuşa biliriz. Kur’a nın nuru ile aydınlanmayan insan gerçek yaratılış gayesini bilemeden bu hayattan manasız bir şekilde göçer gider. Kur’a nın bu manevi aydınlığı, bütün kainatı, zulüm ve cehalet karanlığını aydınlatır, kalplerde ki kiri pası söküp atar. Kur’an ı kerim hayata bakış açımıza yön verir. Bu bakış açısı sayesinde bizler hak ile batılı, iyi ile kötüyü, kar ile zararı birbirinden ayırır, dünya ve ahiretin hakikatini anlar , dünyadan yüz çevirir , gerçek ahirete yöneliriz. Böylece hakka tabi olup kötülüklerden uzaklaşmış oluruz. Kur’an aklı sahipleri için gerçek bir öğüttür, vaizdir , en büyük kılavuzdur. Aynı zamanda bizler için maddi ve manevi bir ilaçtır, ruha şifadır. Toplumsal hastalıkların , manevi bunalımların , ahlakı çöküntülerin gerçek şifası kur’an-ı Kerimdir. Hayat yolcululuğumuz da bize rehberlik yapan , istikametimizi doğru gösteren bir pusuladır. Şüphesiz Allah’ın bizlere vermiş olduğu nimetleri saymakla bitirmek mümkün değildir. Bizim temelde en büyük nimetimiz Kur’an dır. Çün kü diğer nimetler ancak Kur’an sayesinde önem kazanır. Bu açıdan baktığımız da kur’an nimetinden yoksun olan aslında Allah’ın bütün nimetlerinden de mahrum olmuş demektir. Cenab-ı Hak insanı yaratmış onu başıboş bırakmamıştır. Onlar için uyması gereken kanun ve kurallar koymuştur. Bu sistem sayesin de kimseye haksızlık yapılmaması önlenmiştir. Bu sistem herkese ilahi adalet ölçüsü içerisinde hakkını veren bir nizamdır. Bunu gerçek manada anlamak için bin dört yüz yıllık zaman dilimine bakmak gerçekleri görmemize kafidir. Kur’an insan hayatına huzur ve refah getirmiştir .Adalet terazisini hassas bir şekilde kurmuştur. Kur’an hükümlerinin hakim olduğu yerlerde gayrı müslim de dahil olmak üzere canlı cansız hiçbir varlık haksızlığa uğramamıştır. Tarih boyunca İslam ümmeti Kur’an ın bu emsalsiz önemini kavramış ve Kur’a na sımsıkı sarılarak gereken önemi vermiştir. Bu nedenle Kur’an eğitimine çok önem verilmiştir. Geçmiş dönemlerde İslam ümmeti Kur’an ın daha iyi anlaşılması için yüksek miktarlar da para harcamak sureti ile büyük medrese ve külliyeler yapmışlar ve buralardan önemli ilim adamları yetiştirilmiştir. Bu ilim adamları Kur’an dan aldıkları bilgi ve feyizle , Rasulullah ‘ ın birer varisi olarak , insanlığa ışık tutup birer yol gösterici olmuşlardır. Günümüzde ise İslam ümmeti maalesef bu konu da biraz geri durumda kalmıştır. Hamdolsun son zamanlarda yeniden bir uyanışın bir irkilmenin oluşumunu müşahede ediyoruz. Bizler Kur’an a gereken önem ve tazimi gösterdikçe , Rabbül Alemin bizlere daha geniş çıkış yoları gösterir inancındayım. . Bunun emareleri de İslam Aleminin uyanışı olarak istikbalde daha parlak olacağını ümitle bekliyorum. Ramazan ayı da bir bakıma Kur’an ayı olduğu için inşallah bol bol Kur’an okuyalım, o kuma bilmeyenler bu ayı bir fırsat bilip öğrenmeye çalışmalıdır. Bu ay da Kur’an insana daha çok sevap kazandırır. Adeta sümbüllenir. Bire bin, yedi bin hatta otuz bine çıktığı zamanlar vardır, kadir gecesinde okunana kur’an gibi. Rabbim çok okumayı nasip eylesin. Bu kutlu Ramazan ayını İslam aleminin birlik ve beraberliğine vesile kılsın. İnşallah gelecek İslam’ın olacaktır. Yani ; sonsöz Allah’ın olacaktır inşallah. Zamanımızın Önemli Alimi olan, Bediüzzaman “: ümitvar olunuz şu istikbal inkılabatı içerisinde en gür seda İslam ‘ ın sedası olacaktır” diye bizlere müjde vermektedir. Kainat’ın Sahip ve Yaratıcısına emanet olun.