Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinde, bir süre önceDurmuş Deveci’nin yerine Eğitim Fakültesi eski dekanı Prof.Dr. Niyazi Canatanmıştı.

Gazete ekibi olarak yeni rektörümüze hayırlı olsunziyaretinde bulunduk. Kendisi son derece insancıl ve nazik bir yapıya sahip vebizde çok olumlu izlenimler bıraktı.

İnsan yaşamında sevgi sözcüğünü günlük olarak sık sık kullanırız. Ama bir eğitim kurumunun daha da ötesibir üniversitesinin başındaysanız eğer bu daha da önem kazanmaktadır. Kuşkusuzsevgi salt insanlar arasındaki ilişkilere özgü bir kavram değildir. Yaşamın tümboyutlarını kapsar. Geniş bir yelpaze de doğa ve nesnelerle de bağlantılıdır.

Sevgisizliğin olduğu yerde insanı insan yapan tüm erdemler dahabaştan ölü doğar. Kişiler salt kendi egolarını öne çıkarırlarsa orada insanlıktan,toplumsallıktan ve toplum barışından söz etmek mümkün değildir. İnsanımıza,ulusumuzun mayası olan temel değerleri benimsetmek, bu güzel erdemlerikişiliklerine sindirmek, davranışlarına yansıtmanın pek kolay olmayacağını dabiliyorum. Ne var ki; birliğimizin, bütünlüğümüzün, çağdaşlaşma ve uygarlaşmaisteğimizin gerçekleşmesi için başka bir çözüm yolu olduğunu da sanmıyorum.

İşte en önemli konuya geliyorum; o da eğitimdir. Eğitim uzunvadeli bir olgudur. Bu olgunun en etkin öğesiyse sevgi ve şefkattir. Eğitimde sevginin rolü yadsınamaz.

Eğitim çağındaki nesiller onların elinde şekillenir.Kişilikleri ile bütünleşir. Bu nedenle sevgiyi öne çıkartmak eğitimin temelinikapsamaktadır.

O nedenle; sevilen, güvenilen her eğitimci öğrencisinin beğenilmeisteğini diri tutar. Derslere ilgileri artar. Çalışma ve başarı eğilimigelişir.

Yukarda bahsettiklerim ilköğretimden başlar, üniversiteyekadar gider. Üniversitede aldığı eğitimle devam eder. Çünkü öğrenmenin sonuyoktur.

Başta sevgiyi, şefkati öne çıkartan bir rektörse eğer… İşteo zaman o kurumda dirlik, birlik ve başarı kendiliğinden gelir.

O kurumda hem akademisyenler, hem de öğretim görevlileri vb.huzurluysa; öğrencilerde mutlu olarak eğitimlerini alarak gerçek hayata adımatarlar.

Bizim geleceğimizin gençlerimiz olduğunu bilmek zorundayız.Biz burada ahbap- çavuş ilişkisinden bahsetmiyoruz. Ülkemizin geleceğinden bahsediyoruz.

 Eski rektör DurmuşDeveci‘nin dönemi bittiği için bizim önceliğimiz geçmişi irdelemek değil,gelecekle olmalıdır.

KSÜ’ye sahip çıkmak hepimizin görevidir. Çünkü hemgençlerimiz söz konusu, hem de ülkemizin, ilimizin, ekonomik sosyalgelişiminden söz etmekteyiz.

Yeni Rektör Niyazi Can, KSÜ´de 37 bin öğrencinin eğitimgördüğünden bahsetti. Şunları ekledi: “Artık bundan sonra sayı değil “nitel”olmalıdır.”

Yeni kurulan Diş Fakültesinden bahsetti… Üniversite sanayiişbirliğinden bahsetti… Teknokent ve Üskim’den bahsetti.

Bazı fakülte binalarının yetersiz olduğunu ve akademisyenleriburaya çekmek için lojman konusunu da TOKİ ile temasa geçerek çözmekistediklerini dile getirdi. Eğer yeni rektörümüzün iş adamları, sanayici, STK, siyasetçiler,bürokratlarla vs. iyi bir diyalog kurmaları halinde ihtiyaç duyulan binaları hayırsevervatandaşlarımız ve iş adamlarımızın adının verilmesi kaydıyla çok kısa zamandayaptırıp teslim ederler.

İş adamı ve sanayici Kadir Kurtul İlahiyat Fakültesini tekbaşına yaptırdı ve KSÜ’ye teslim etti. Bunun devamını getirmek çok zor değil. Hepsiiyi diyalogtan ve ortak paydadan geçmektedir.

Kahramanmaraş insanı dinine önem verdiği kadar eğitime deönem verir. Çünkü her şeyin başı eğitimden geçmekte olduğunu bilir. Ve bu bilinciher zaman canlı tutar.

Son söz olarak Sayın Rektör Can’a buradan küçük birseslenişte bulunmak istiyorum;  İnsanlardan, bürokratlardan, siyasetçilerden,iş adamı ve sanayicilerimizden, basından ve sosyal medyadan uzak durmamaları vehep birlikte istişare içerisinde bulunmalarını arzu ediyorum.