Bundan üç ay önce (KSÜ) Kahramanmaraş Sütçü İmamÜniversitesi Rektörü Prof. Dr. Durmuş Deveci’nin yerine, YÖK tarafından KSÜ EğitimFakültesi eski Dekanı Prof. Dr. Niyazi Can atanmıştı!

Bu görev değişikliğinde Bugün Gazetesi’nin de büyük rolüolmuştu.

Aradan bu kadar zaman geçmesine rağmen bakıyorum;gazetelerde ve sosyal medyada hala ziyaretlerin önü arkası kesilmiyor.

Yahu El insaf. Vur deyince öldürmeyi seviyoruz!

Bırakın hocayı işine baksın. Ne gibi projeleri var üniversitenin?Bunu gündeme taşısın veya uygulamaya koysun.

1992 yılında kurulan 40 üniversite içerisinde KSÜ, paydaşlarındanfazla öne çıkamadı. Ülke genelinde en çok tercih edilen bir yüksek eğitimkurumu olamadı.

Birkaç rektör değişti bu yıllar içerisinde “Hacısı gittihocası geldi”. Biz bunların dinini, imanını öne çıkarttığımız için hephacılarla, hocalarla, cemaatlerle haşir neşir olduk.

Bir eğitim kurumu, bir üniversite olduğunu hep unuttuk! Dinibir kurum mantığı ile baktık.

Kimine ateist dedik. Kimine yabancı dedik.  Bizden olsun istedik…

Meslek Yüksekokulu ve fakülte sayısını artırdık.Öğrenciyi de 42 bine kadar çıkarttık…

Devletin kıt imkânlarına rağmen, çok gelişmiş araştırmave geliştirme laboratuvarından Üniversite - Sanayi - Kamu İşbirliği GeliştirmeUygulama ve Araştırma Merkezi’ni (ÜSKİM) kurduk. Teknokent’i kurduk. Üniversite-sanayi işbirliği ile yeni teknolojiler konusunda bir yol kat edemedik.

ÜSKİM ve Teknokent’in kurulmasının temel amacı aynıAvrupa ülkelerinde olduğu gibi, üniversite hocalarıyla birlikte yeni yeni icatlaryapılmasıydı. Bunların büyük bir kısmını sanayiye kazandırırken; öbür taraftanteknik buluşları büyük ücretler karşılığı ihraç etsin istedik.

Sonuç olarak ne oldu? Kahramanmaraş’a ilk kurulan ZiraatFakültesi bu kadar yıl geçmesine rağmen tarımda çiftçiye ne kadar katkısağladı? Modern tarıma mı geçildi? Ne oldu?

Diğer fakülteleri saymıyorum…

Tabi ki bunun tüm sorumluluğunu çiçeği burnunda olan yeniRektör Niyazı Can‘a havale etmek elbette mümkün değil.

Eğitim kurumlarımız ihmale gelmez. Hele o kurum üniversiteise daha da önem kazanmaktadır.

Akademisyenler, siyasetçiler, bürokratlar, sanayiciler,iş adamları, öğrenciler ve basınla yakın olmak gerekiyor. Özellikler şehrinbasın mensuplarıyla belirli zamanlarda bir araya gelmek
 ayda bir veya iki ayda bir toplantıyaparak bilgi paylaşımı yapmak üniversitenin önceliği olmalıdır.

Üniversite olmadan asla büyük ve güçlü ülke olma sevdamızıgerçekleştiremeyiz. Çünkü bilim, teknoloji, araştırma, inovasyon ve en önemliside üretim olmadan geleceği yakalamamız mümkün değildir.

Üniversitelerimiz bunun bilincinde olarak başarılıüniversitelerin başarılarını iyi analiz ederek, doğruyu bulmak zorundadır. Çağıyakalamamızın ancak bu şekilde gerçekleşeceğine önce kurumlarımızın inanmasıgerekir, diye düşünüyorum.

Diğer taraftan; Rektörü ziyaretetmek, onun elinden hediye almak, fotoğraf çektirmek, sosyal medyada ve basındagörünmek moda oldu.

Sayın Rektör Can’a biraz açık mektup gibi oldu.