Son günlerde, terör kadar önemli  iki sosyal yaramız var, kadına şiddet ve çocuk istismarı. Tabi bugün çocuk istismarı konusunu ele almak istiyorum. Çünkü, toplumda tam anlaşılamamış, bir çoğumuzun da bilmediği bir konu diye düşünüyorum. Aslında bu gibi konuları yazarken bile insan ölçülü ve dikkatli olunmalı diye düşünüyorum çünkü ‘bir şeyin şuyuu, vukuundan beter olabilir” Diyanet İşleri Başkanımızın bu iki konuda önemli bulduğum bir açıklaması oldu. Hocamız diyor ki"Nikah masasında eşlerin birbirine verdiği söz de misak olarak adlandırılmıştır. Adem ile Havva ilk aile, dünya hayatında yaşamaya başladıklarında ilk fark ettikleri büyük ilke mahremiyet olmuştur. Namus kelimesi Cenab-ı Hakk'ın aile için belirlediği bütün kurallardır. Meşhur bir söz vardır 'Siz bana kelimeleri değiştirme yetkisini verin ben size yeni bir dünya kurayım' bu kelimeler anlam daralmalarına uğradıkları için pek çok yanlışlığı da beraberinde getirmiştir. Bir insan haya duygusunu kaybetmişse o insanın varlığı ile yokluğu arasındaki fark ortadan kalkmıştır, bir ölü hükmündedir. Haya basit bir utanma duygusu değildir." SOSYAL MEDYA AHLAKINA VE HUKUKUNA İHTİYACIMIZ VAR Görmez, sosyal medya mecrasının kötü kullanıldığı zaman yalan, iftira, dedikodu ve her türlü gayri ahlakı söz ve davranışın bir anda bütün insanlığı kuşatacak hale geldiğinin altını çizerek, "Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, Milli Eğitim Bakanlığı olarak, üniversitelerimiz, yazarlarımız, fikir adamlarımız olarak üzerinde yoğunlaşmamız gereken bir konu var. Bizim sosyal medya ilmihaline ihtiyacımız var. Diyanet İşleri Başkanlığımızın iletişim uzmanları ile birlikte oturarak sosyal medya ahlakı ve hukukuna ihtiyacımız var. Bugünün dünyası mahremiyet mahrumudur. Mahremiyet mahrumu olmamak için çocuklarımızın olmaması için mahrumiyet ve mahremiyet eğitimine ihtiyacımız var" diye konuştu. ÇOCUK ALLAH'IN EMANETİ, GÖZÜN NURUDUR Görmez, bir aydır konuşulan çocuklara yönelik istismarın herkesi insanlığından utandıran bir konu olduğuna vurgu yaparak, "Bir aydır bu ülkede çocuk istismarını konuşuyoruz ve bu hepimizi insanlığımızdan utandırıyor. Asıl insanlığımızdan utandıran bir hususta hepimizin üzerinden bu utancı ortadan kaldırmak varken bizatihi bu konuyu bir politik ayrışma ve birbirimizi suçlama konusuna dönüştü bu çok daha üzücü olmuştur. Hem bir taraftan hepimizi insanlığımızdan utandıracak bir şey konuşuyoruz ki çocuk istismarı bugünün dünyasında eğer bugün kıyamet kopacaksa yeryüzünde çocuklara karşı işlenen istismar suçlarından dolayı kıyamet kopar. Çocuk Allah'ın emaneti, çocuk Kur'an da gözün nuru diye tarif edilir. Bu utancı üzerimizden atmak için hep birlikte bir çaba içerisine girmek varken ayrıca bir ayrışma karşılıklı bir politik istismar haline, insanları birbirini suçlaması, birbirini utandırmak için çaba içerisine girmesi en az birincisi kadar kötüdür" ifadelerini kullandı. KONU DERİN AMA Dikkat edin hocamızın kullandığı anahtar kelimelere, Mahremiyet- Haya, Namus, Sosyal Medya İlmihali, İstismar. Utanma ve Kıyamet” Bütün bu sosyal sorunlarla karşılaşmamızın Allah aşkına nedeni ne? Dinin özünden uzaklaşmamızdır diye düşünüyorum. Yüreğinde Allah sevgisi ve muhabbeti olan insanlar, vicdan ve haya sahibidir, dolayısı ile boşanmayı da, istismarı da düşünmezler. Aslında istismar konusunda elimde özel bilgiler var, bilim adamlarının açıklamaları var ama bunları şu anda yayınlamayı uygun bulmuyorum ve zamanı da değil. Sonuç olarak, bu toplum yeniden kendi kültürel kodlarına dönmeli ya da fabrika ayarlarına, yoksa sosyal hastalıklar devam eder. Bu da sosyal sorunlarımızın artmasına neden olur. Doğrusu boşanmaların artışı ve istismar konuları bizim toplumumuzda konuşulmaması gerek, yanlış anlaşılmasın kapatılsın demiyorum. Ama bu konular uzmanlık gerektiren konular, bu nedenle özelde her anne ve babanın, öğretmenlerin, toplum önderlerinin bu konuyu ahlaki temellerde araştırması gerekiyor. Ben bile konuyu araştırdığımda yetersiz bilgiye sahip olduğumu gördüm. Bu vesile ile bütün okullarıma evlerinde huzur diler, Cuma’nız mübarek olsun dilerim. Kalın sağlıcakla.