Son yaşadığımıztravmalardan sonra , insanlarımız neredeyse her gelişmeye şüphe ile bakmaya başladı. Ayak üstübir sohbet yapıyorsunuz ya, başlıyorfalanca varya, evet. O adam şöyle olmasaydı, böyle olmazdı. Onu falancalardestekliyor, arkasında büyük güçler olmasa, böyle yapamazdı veya tam tersi biriddia ile çıkıyor karşınıza…
Sizinanlayacağınız şüpheci bir toplum olduk.Acaba bu doğru mu? Açalım.
Travma yabancı kökenlidir, kelime anlamı ise “Dıştan mekanikbir etki sonucu oluşan ve bir organın ya da bir dokunun yapısını ya da biçiminibozan yerel yara.”
İşte son yaşadıklarımız böyle bir yara, milletinevlatlarını aldattılar ,hem de en kutsalımız dini değerlerimizi kullanarak.
Ha bir yandan bende merak ediyorum, acaba dahası da varmı? Bir merak daha, yara bu kadar büyümeden cerrahi müdahele yapılamaz mıydı?Siz düşününün, ben yazıma devam edeyim.
Şüphelerimiz ortadan kalksın ya da kalkmasın, önceliklebasiretli olup, erken müdahale etmek gerekiyor olaylara diye düşünüyorum. Evet,şüphecilik bazen iyidir, bazen sizi yer bitirir. Uzumanlar diyor ki; “Şüphe, insanı sinsi sinsi kemiren veyavaş yavaş ölüme götüren, korkunç bir hastalıkdır. İnsan; bir kere inanç,düşünce ve tasavvurlarıyla kendini bu hastalığa kaptırdı mı, artık hayatî bütünfonksiyonlarıyla, rûhî bütün melekeleriyle felç olmuş demekdir. Mesela aşıkıskançlık!
Bu tanımlamaya uygun sizlerde bazı olaylar yaşamışınızdır,hatta yaşamaktasınızdır. Bu halde ne yapmalı? Öyle ya ani vereceğiniz bir kararda yanılabilirsiniz.
HİKAYEMİZ VAR
Konuyu hikayelerle süslüyorum ki, daha iyi anlaşılsın. “Çok eskiden bir adamcağız askere gitmiş, uzun yıllar geçince eve gelmiş, bakmışki yatağından boylu poslu bir adam yatıyor. Eyvah! Bizim hanım beni andatmış!Diyerek elindeki silahla adamı öldürmüş. Sorup sormadan, konuşmadan,araştırmadan. O anda diğer odadan eşi gelmiş, kadın sevinsin mi, üzülsün mü?Çünkü, öldürdüğü çocuk kendi yavrusuymuş!
Hikayeyi kısa kestim ki sıkılmayasınız. Yine uzun zamanönceydi, bir dostum telefonunu gelen bir mesaj yüzünden eşinden ayrılmıştı.Sonra baktık ki, hiç de olay şüphelendiği gibi değilmiş. Ama iş işten geçmişti.
Ama şüphelerimiz haklı da çıkabilir. Peki bu durumda nasıl davranmalıyız? Yine uzmanların görüşleriile devam edelim. “Şüphe veşüpheciliğin iki esasa dayandırılması mümkündür: Birincisinde: İrâdî olarakbenimsenen, eskilerin reybîlik(kötümserlik) dedikleri şüphecilik; İkincisi iseiç idrak ve dış hadiseler ve bilgide, terkib kabiliyetine sahip bulunamayışındandoğan diğer bir şüphecilik. Yani yetersi z bilgi. Anlamı şu bir insan ya hastaruhludur, herşeyden şüphe eder ya da yetersiz bilgiden dolayı beynini kurtlarkemirir. Birinci şık bir hastalıktır, diyebiliriz.
DİKKAT ETMEK GEREK
İkinci şık şüphecilik, hemen hemen her yerde üzerindedurduğumuz bir mevzûdur ve kanâatimce izâlesi de mümkündür. Birinci şık şüphecilik ise; yukardabahsettiğimiz gibi, bir mizâc hastalığıdır dedik. Bunlar çoğu zaman sessizdir ve zararlarıbaşkalarına dokunmaz; nefislerine münhasır kalır. Ya kalmaz sa işte bu durumsıkıntılıdır.
Vâkıa şüphenin, bir de ilmî maksad ile şartlandırılmış vemuvakkat olanı vardır ki, o türlü şübheye kimsenin diyeceği bir şey yoktur. Nevar ki, bizim burada hastalık dediğimiz şüphe, Dr. Paul Sollierin de ifade ettiği gibi "Hâlledilmesi imkânsız veçözülmeyecek gibi olan şüphedir." Böyle bir şüphe, sürekli olarakşuurumuzu baskı altına alır ve devam eder. Sizi yer bitirir, birde evtafı rahatsız eder. Buhâle gelmiş bir insan ruhu, binbir tereddüdün odak noktası olduğu gibi, binbirkararsızlığın, iç içe kesişip durduğu karmaşık ve içinden çıkılmaz yollarabenzer.
Şüphe insanın tavırlarında katılık, ruhunda sıkıntı vebeceriksizlik hâsıl eder . Mamâfih, şübhecilerin büyük bir kısmının"olduğu gibi" kalma meylinde olmalarına karşılık, az bir kısmının da,ileri gitme, hamle yapma gayretleri küçümsenmeyecek nispettedir. Hâsılı,şüphecilerin ne düşüncelerinde, ne de iş ve davranışlarında itidâl ve muvâzeneyoktur. Ancak bazen de şüphelenmekgerekiyor, zihnimizde her zaman bir kapı aralığı bırakmalı ama bunu hastalıkhaline dönüştürmeden, uyanık olma anlamında değerlendirmeliyi diyedüşünüyorum.
Hadi kalın sağlıcakla.