Karaşıhlı Köksal’ın ani ölümü tanıyanlarını üzüntüye garketti. Rahmetlinin göçmesi de yaşantısı gibi oldu. Zemheride çıktı Karaşıh’tanbir daha dönmedi. Her zaman böyleydi Köksal. Başını alır giderdi. Çevreköylerde kafasına göre gezer dolaşırdı. Ve döner gelirdi Karaşıh’a.

Son gidişinde geri gelmedi. Yakınları telaşa düştüler.Seferber oldular. Didik didik aradılar Köksal’ın gidebileceği yerleri. Köylerehaber salındı. Köksal’dan bir haber alınamadı.

Köksalın cansız bedeni Uşaklar Kayası’nda bulundu.

Köksal’ın bu ani ve beklenmedik ölümü aynı yaşantısı gibibir garipti. 14 Şubat’ta “Sevgililer Günü” sadık yarine kavuştu Köksal. Kara toprakonu bağrına bastı.

.

Şerafettin Atsız, dayı oğlu Köksal’ın ardından bir ağıtyakmış. Ben üzerinde ufak tefek düzeltmeler yaptım. Şerafettin Atsız’ınhoşgörüsüne sığınarak bu ağıdı paylaşıyorum.

“Dayımın oğlu için” diye başlamış Şerafettin Atsız. Ve şöyledevam etmiş:

.

“SUSTU ARTIK KONUŞAMAZ KÖKSAL

.

Bir kış günüydü, zemherinin ayazı

Rabbim çağırmış, bekletmedi bu yazı.

Bulundu ya… Buna da şükür en azı.

Sustu artık konuşamaz KÖKSAL.

 

Fakirlikten geldi, yüzü hiç gülmedi.

Bildiğini okurdu, kimseye boyun eğmedi.

Zararı kendineydi, başkasına değmedi.

Sustu artık konuşamaz KÖKSAL.

 

Herkesi sever, herkesi iyi bilirdi.

Kötü sözü olmaz, “Gel” desen gelirdi.

İQ ‘si yüksekti, ondan delirdi.

Sustu artık konuşamaz KÖKSAL.

 

Masumluğundur senden kalan hediye.

Halil Manuş ünlüyor “Konuş Köksal!” diye…

Cevabını alıp verecektim, beklemedin niye?

Sustu artık konuşamaz KÖKSAL.

 

Her şeyi ile doğal, yalan yoktu dilinde.

Bir değnek olurdu, her daim elinde.

Kemersiz kuşaksızdı, ipi vardı belinde.

Sustu artık konuşamaz KÖKSAL.”