Bu gün tarih yazdık, darbecilerle, üst akıl ve emperyalizimle hesaplaştık, dirildik, direndik, hesapları bozduk ve asrın rövanşını aldık… Tarihe meraklıyımdır ve her insanda meraklı olmalı. Zira tarih tekerrürden ibaret, çünkü çoğu zaman ders alınmamıştır yaşananlardan… Eğer 15 Temmuz kalkışma hadisesini iyi teşhis ve tahlil edip, doğru reçeteler yazmaz isek Allah göstermesin tarih yeniden tekerrür edebilir. Evet bu gün 15 Temmuz, tarih ile hesaplaştığımız, hesapları bozduğumuz ve emperyalizmin yüzüne tokat vurduğumuz gündür. Fransız ihtilali dahil hiçbir millet hainlerin tankları karşısına böyle korkusuzca dikilmemiştir, ölüm ile bu kadar çok insan alay etmemiştir. Bilerek şehadete gitmiştir… Bu gün, İbrahim Karagül’ün ifadesi ile “Bin yıllık siyasi tarihimizin, Malazgirt’ten beri verdiğimiz mücadelenin bir özetidir, bir dönüm noktasıdır. Birinci Dünya Savaşı’nın rövanşıdır. Bir milletin çokuluslu saldırılara karşı destansı mücadelesidir, başkaldırısıdır, önlenemez yükselişidir. Okan Karaman ise o günü şöyle tanımlıyor; “ 15 Temmuz; “biz” olduğumuzun, yürek yüreğe olduğumuzun, omuz omuza verdiğimizin, Türkiye olduğumuzun, millet olduğumuzun, “vatan” ekseninde durduğumuzun, Anadolu olduğumuzun ilanıdır. Bir meydan okumadır, “vatan” kavramının 21. Yüzyıla taşınan anlamıdır. Yüzyıllardır devam eden “ihanet” damarına indirilen en ağır darbedir. 15 Temmuz; Birinci Dünya Savaşı ile başlayan ve bugüne kadar gizlenen esaretin sona ermesidir, yüz yıl sonra yeniden var olmadır, yeni yükseliş dönemini başlatmadır, özgürleşmedir, millileşmedir, yerlileşmedir, İslamlaşmadır...”
TARİH DONDURULAMAZ 15 Temmuz; tarihe, kültürümüze, kendimize, kardeşliğimize, dayanışma ruhuna yeniden dönüşümüzün, hatta iddialarımıza dönüşümüzün miladıdır. Büyük yürüyüşe adandığımızın göstergesidir. Evet bu gün, baskılara, oyun kuruculara, üst ve alt akla dur dediğimiz gündür. Bugün, eğemen devletlerin oyunlarını bozduğumuz gündür. Bir yazarımız ifadesi ile; “Artık emperyal vasileri hiçe sayacağımızın, 20. Yüzyılın dondurulmuş tarihini sona erdirdiğimizin bütün dünyaya duyurulmasıdır. 15 Temmuz; Haçlı Savaşları’ndan sonra başlattığımız gibi, Moğol istilasından sonra başlattığımız gibi, Birinci Dünya Savaşı sonrası yeni bir tarih başlattığımızın, üçüncü büyük şoktan kendimizi kurtardığımızın, omuzlarımız dik yürümeyi yeniden öğrendiğimizin, bize vasilik edenleri artık hiçe saydığımızın, Osmanlı’dan sonra ilk kez büyük Türkiye olduğumuzun tescilidir. 15 Temmuz; “Kuşatma Yüzyılı”nı “Hesaplaşma Yüzyılı”na çevirdiğimizin, bir sonraki adımda “Meydan Okuma Yüzyılı”na geçeceğimizin göstergesidir. Yirminci Yüzyılın defterini dürdüğümüzün, ikinci bir yirminci yüzyıla bir daha asla boyun eğmeyeceğimizin kanıtıdır…”
VATANSIZ ASLA Evet aslında bu tespitler üzerine fazla söz söylemek de gereksiz olur. Ancak, dün görüşlerini sorduğum bir esnafımızın tespiti de buradan paylaşmadan edemeyeceğim. Kolumu tuttu, 15 Temmuz ile ilgili yazdıklarından dolayı kalemine sağlık dedikten sonra, ağabey siz bu kalkışma ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Diye sordum. “ Bize yeni dünya düzeni kuranlara dur dedik, başka ne söyleyeyim..” dedi. Aslında söyleceği çok şey vardı. Son olarak dedi ki, 15 Temmuz genç nesillere iyi anlatılmalı, öze ve milli duruşa geçtiğimiz bu tarihi iyi okumak gerekli…” Katılmamak mümkün değil bu görüşlere. Evet, 15 Temmuz unutulmamalı, unutturulmamalı. Tankların önüne çıkan başka bir milletin olmadığı herkese haykırılmalı ve bu dik duruşu küçümsemeye yönelik algı operasyonlarına karşı da uyanık olunmalı. Devam edeceğim… Kalın sağlıcakla.