Öncelikli hayırlı Cumalar diyorum ve bu defa yazıma giriş yapmadan,  doğrudan konuya girmek istiyorum. Fesat odakları, son dönemde İslam korkusu yaymak istiyor ve müslümanları vahşi olarak göstermek istiyor, bunun içinde fitne oluşturuyorlar. Bir, müslüman haksız yere birini öldüremez.  Çünkü yüce Allah buna izin vermiyor. Kuran’da , (Sure Ali İmran, ayet 92) “Yanlışlıkla olması dışında bir müminin bir mümini öldürmeye hakkı olamaz…” Ayetin  sonunda kaza ile ölüm durumunda ise diyeti ve cezası konusunda açıklama getiriyor.  Hemen ardından gelen 93. ayetde; “ Kim bir mümini kasden öldürürse cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmis, onu lânetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıstır.”buyrulur. Hatta Ali İmran 94 ayette “ Ey iman edenler! Allah yolunda savaşa çıktığınız zaman iyi anlayıp dinleyin. Size selam verene, dünya hayatının geçici menfaatine göz dikerek "Sen mümin değilsin" demeyin. Çünkü Allah'ın nezdinde sayısız ganimetler vardır. Önceden siz de böyle iken Allah size lütfetti; o halde iyi anlayıp dinleyin. Süphesiz Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır…” Yani bırakın müslüman müslümanı öldürmesine,  savaş zamanında bile birisi ben müslümanım deyince, ona nasıl davranmamız gerektiği hususunda Rabbimiz bizlere uyarılar yapar. Hal böyle iken bir müslümanın nerede olursa olsun bir başkasını öldüremeyeceği ortadadır…   BİRLİK ÇOK ÖNEMLİ İkinci konu, birlik ve beraberliğin sağlanması gerektiği konusu. Ali İmran 103. Ayetin mealine kulak verelim. “Hep birlikte Allah'ın ipine (İslam'a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişileridiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız…” Ayetin nüzul sebebini Prof. Şadi Eren şöyle açıklıyor, “Efendimiz döneminde iki kabile vardır, bu kabile İslamdan önce yüz yıl birbirleri ile savaşmıştır, sonra müslüman olurlar, aralarındaki husumet biter, dayanışma ve kardeşlik tesis edilmiştir;  ancak daha sonra birbirleri ile çekişmeleri için ortam hazırlanır, çünkü araya bir yahudi fitneci gelmiş, yaraları kaşımıştır . Sonra bu olaya şahitlik eden sahaba efendilerimizden biri bu fitneyi fark eder ve gider aralarını tekrar düzeltir” Olay kısaca bu. Sonrasında da yukardaki ayet nazil olur…   DÜN BUGÜNE IŞIK TUTAR Üçüncü mesele fitnedir. Fitne uyumuştur, uyandırana lanet olsun diyor, yüce dinimiz. Diyeceğim şu ki dostlar, yaşadığımız şu ortamda insanlar birbirlerinin partisini, ırkını, rengini, mezhebini, fırkasını ortaya koyarak bölünmemize neden olmamalı. Birbirimizin yaşam tarzına müdahale etmemeliyiz ancak İslam’ın doğrularını da iyiliği emrederek yaymalı, ikna yolu seçilmelidir. Rabbimiz Ali İmran’da; “ Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir, buyurur. Bize düşen Asır Suresinde belirtildiği gibi, sabırla hakkı tavsiye etmektir. Su uyur, düşman uyumaz,  terörün  destekçilerinin ana hedefi fitne çıkartmaktır. Allah’ın ayetleri ortadayken, ayrılığa düşmek olmaz. (Ali İmran 105) “ Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için büyük bir azap vardır. Nice yüzlerin ağardığı, nice yüzlerin de karardığı günü (düşünün.)” Şunu söylemek istiyorum. Şer odakları, bizim zayıf taraflarımızı biliyor, hangi fitneyi kullanırsam, bunları bölerim diye hesap üstüne hesap yapıyor, bizde onların oyunlarını düşüyoruz bazen. Dinde zorlama yoktur. Bize düşen model  insan olmaktır. İşte bu nedenle Allah’ın ilk emri ‘oku’ ayetini iyi anlamalı ve bilgi toplumu olmalıyız. Son söz; Bu topraklar üzerinde ayakta kalabilmemizin sırrı, tüm farklılıklarımıza rağmen ortak bir vatan ve millet bilinci inşa edebilmemizdir.Doğru taşı doğru yere koymalı, farklılıklarımızı öne çıkartmamalıyız. Hadi kalın sağlıcakla.