Çocuklarının terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırıldığını belirten ailelerin, Diyarbakır ilimizdeki eylemleri bana göre çok önemli. Çünkü haksızlığa karşı başkaldırı var ve bu dik duruş da yürek ister, cesaret ister…
Bu duruş aynı zamanda bir imanın, vatanseverliği göstergesi. Vallahi bu anneleri kutlamak, ellerini öpmek gerekiyor…
Biliyorsunuz Ağustos ayında 22 yaşındaki oğlu Mehmet Akar’ın dağa kaçırılmasına tepki gösteren Hacire Akar, oğluna kavuşmak için eylem başlatmış ve 4 gün sonra oğluna kavuşmuştu. Hacire Akar’ın eyleminde başarılı olması çocukları dağda olan diğer ailelere ışık oldu. Aileler çocuklarına kavuşma hayaliyle benzer bir eylem yapmaya başladı. Hacire Akar ile başlayan tepki akımı geçtiğimiz günlerde bir aile ile devam ederken, her geçen gün tepki eylemine katılan aile sayısı yükselmeye başladı. Eylemin ikinci gününde 4’e yükselen aile sayısı üçüncü günde 8’i buldu. Dün itibarı ile 20 oldu, bu sayının da artacağına inanıyorum.
Çocukları kaçırılan aileler akın akın o mağlum partinin binası önüne gelerek eylemlere destek vermeye başladı. Bunu göre sivil toplum örgütleri de onların yanında yer alıyor, onların sayısı da her geçen gün artacak. Çünkü yürekli insanlar artık yeter diyebiliyor.
TOPLUMUN HER KESİMİNDEN DESTEK GELDİ
İlk destek Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Genel Başkanı Sözen’den geldi.
Sözen, Diyarbakır’da çocukları zorla dağa götürüldüğü için eylem yapan elleri öpülesice gözü yaşlı anneleri ve çocukları için çırpınan babaların bu haklı davasında onları sonuna kadar desteklediklerini söyledi.
Tabi ki ilk günlerde Hacire anneye tepki göstererek eylemine son vermeye çalışan partililer, arkasının geldiğini fark edince, çareyi kepenk indirmekte buldular.
Muhtemelen arka planda bu acıların devlet tarafından kışkırtıldığı yönünde propaganda yapıyorlardır.
Ama gerçekler her daim propagandaya karşı galip geldi.
“Cumartesi annelerinin yaptıkları eylemler bu anlamda toplum vicdanında da karşılık buluyordu.
Ama şimdi ortam da değişti, rollerde…
90’lı yıllarda devlet gücüne mal edilen kayboluşlara verilen tepkiler, şimdi PKK’ya yönelmiş durumda.
Uygulanan ret ve asimilasyon politikalarına son verilip, Güneydoğu’daki şehirler huzur içinde yaşanılır hale gelince, PKK’nın çocuklarını dağa çıkardığı annelerin isyanı aynı vicdanları titretmeye başladı.” Yazar Mehmet Acet’de olaya bakışını bu sözlerle açıklarken, sosyal medya da konu geniş yankı buldu. Benim ise en çok bir annenin şu çığlığı dikkatimi çekti: “ Benim çocuğum dağlara kaçırıldı, sizin çocuğunuz ise bilmem hangi kolejde eğitimi sürdürüyor. Benim yüreğim yanıyor. Çocuğumu buraya getirmek zorundasınız!”
DİK DURMAK BÖYLE BİRŞEY
Evet işte bu kararlı duruş çok önemli. Haksızlık karşısında susmamak çok önemli. Köroğlunun babasının Bolubeyine duruşu gibi, korkmadan cesaretle hakkı savunmak işte böyle bir şey.
Şunu da belirtelim, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Bunun için bu annelerin gözyaşına, evlat sevgisine saygılı olan herkes çocukları dağa kaçırılan annelerin yanında yer almalıdır.
Şimdi şahsen ben Kahramanmaraşlı sivil toplum örgütlerin duruşunu merak ediyorum. Kardeşim, her konuda basın açıklaması yapıyorsunuz, bu konuda neden bekliyorsunuz?
Sorumun cevabını bekliyorum.
Yani susmak, banane demek bize yakışmıyor, kültürümüzde böyle bir şey yok!
Bunun için başta toplum önderleri, yazar ve çizerler, sivil toplum örgütleri, fikri olanlar bu gözyaşlarına destek olmalı.
Hatta bastırmalı, çünkü bu bir hak arama mücadelesidir, bu bir annenin gözyaşlarına saygıdır, bu vatanına sahip çıkmadır…
Hadi kalın sağlıcakla.