Ülkemizdeki Ekonomi bilindiği gibi git gide geriliyor.
Bu da ülkemizi ister istemez tedirgin ediyor.
Kahramanmaraş’ta Esnaf maalesef Kan ağlıyor, birçok esnaf kepenek kapadım işyerlerini kapatıyor.
Ekonomideki bu müthiş gidişattan rahatsız olan dış güçler ve yerli iş birlikçisi hainler, gezi olaylarını başlattı.
Bundan sonra ise Fetö devreye girdi ve 17-25 Aralık darbe girişimlerinde bulundu.
Diğer taraftan Avrupa ve Amerika ekonomik saldırıya geçti.
Uluslararası değerlendirme kuruluşları; Her gün istikrarı bozucu açıklamalar ve eylemlerde bulundu. Başarılı da; oldular; Piyasada tedirginlik yarattılar, Güveni sarstılar, Dış yatırımcının önünü kestiler.
Nihayetinde, arkasından; Cumhuriyet tarihinin en kanlı darbe ve istila girişiminde bulunuldu.
Bu hain saldırılar her geçen gün artmaya devam etti.
Tüm bu hain saldırılara rağmen ekonomimiz, gayet dirençli ve yapısal olarak dinamik duruyor.
İşin Daha Da İlginci "Yavuz Hırsız Misali" ekonominin kötüye gitmesi için her türlü işi yapanlar bugün "ekonomi mahvoldu, öldük, bittik" edebiyatı yapıyorlar.
Bu kadar hainliğe değil, Türkiye ekonomisi; dünyanın hiç bir ekonomisi tepkisiz kalamazdı.
ABD, Dolar imparatorluğunu 2. dünya savaşından sonra; zaten ilan etmişti.
Çünkü dünyada ilaç, silah, petrol, gibi ana maddelerin satışı sadece dolar ile yapılmak zorunda idi. Dünya altın borsası tamamen ABD´nin kontrolünde bir yapılanmaya sahiptir.
Dünyada, Dünya para birimi olarak ilan ettiği; doları, basan ve yöneten ülke; kendisidir.
Karşılıklı yahut karşılıksız parayı istediği gibi basma yetkisi elindedir.
Tarihte buna benzer olaylar yaşanmış...
Dünya üzerindeki kimi devletlerin; yer altı ve yer üstü zenginliklerinin kontrolü onlar tarafından yapılmaktadır.
Bazı devletlerden açıkça, haraç almayı; bir görev olarak görmektedirler.
Dünya üzerinde kendi kontrolünde olmayan, zenginlikleri, kontrol altına almak adına; her türlü riski(savaş dahil) göze almaktadırlar.
Biz bunları yazarken, şu andaki ekonomik durumları; görmemezlikten gelmiyoruz.
Sadece durum tespiti yapıyoruz. Bu durumun kendiliğinden ortaya çıkmadığı, bu durumu bazı olayların körüklediğini, hatırlatmak istiyoruz.
Gezi olaylarında etrafı yakıp, yıkanların sorgulandığını sanıyorum.
Ancak, Ülkeye bu kadar ekonomik zarar verenlerin, bu komplonun içerisinde olanların, destek verenlerin; yargılanacağı günleri ümitle bekliyorum.
Para ile terör estirenlerin, para üzerinden tahribat yapmak isteyenlerin de; ödeyeceği bir bedel olmalıdır...
Tüm bu olumsuzluklara rağmen; Ülkemizin kendi silahını kendinin üretmesi oranının, gittikçe yükselmesi; bizi gururlandırmaktadır.