Biz, yeni yetişirken, lise mezunu olmak gibi bir istek ön plandaydı. Memurların büyük bir kısmı, emekli olana kadar lise mezunu olarak çalıştı.
Şimdi hem kamuda hem de diğer özel kurumlarda, çalışanların çoğunun üniversite mezunu olduklarını görüyoruz. Üniversite mezunu olmakta yetmiyor. İyi bir eğitim almak, hem de mesleğe hâkim olmak gerekiyor.
Son yıllarda oda yetmiyor. Çünkü fabrikalar dünyayla yarış içerisindeler. Dünyaya mal ve hizmet satmaktalar. Bu yüzden bir dil bilmeleri lazım. Günümüzde elbette İngilizce dünya dili olabilir. Onun yanında birkaç yabancı dili de bilmesi kendisine artı puan getiriyor.
Bunu gören gençler bir üniversite bitirsem yeter demekten, velilerde benim oğlum veya kızım üniversite bitirdi demekten vazgeçti.
Bunun başlıca sebebi olarak; öğrencilerin üniversitelerden istediklerini almadıklarını görüp üniversiteye girmeye gerek yok, gitsek de nasıl olsa iş bulamayacağım demeye başladı.
İkincisi, Özel sektörde karşılığı yok. Karşılığı olmayan bir üniversitede okuyan genç, mezun olduğu alanda işi bulamayacağını artık biliyor.
“Tabiat boşluk kaldırmaz” diye bir söz var. Bu dönüşüm başlamış durumda.
Üniversitelerin yerini artık meslek edindirme kursları almaya başladı.
Esas sorun yıllar öncesinden başlamıştı. Herkes Doktor, hâkim, avukat, mühendis vs. olmak istedi.
Hiçbir genç ya da veli meslek yüksekokulunda okumaya razı olmadı. Doktor yetişti, Ama sağlık memuru yeteri kadar yetişmedi. Mühendis yetişti ama yeteri kadar tornada, inşaatta çalışacak ara eleman yetişmedi…
Hepsi üniversiteli olunca ara eleman sıkıntısı hat safhaya ulaştı. Kahramanmaraş’ta bulunan fabrikalarda çalışacak eleman sıkıntısı yaşanıyor.
+++
Sonuç olarak; bizde her şeyi devletten bekleyen biat kültürü var. Oysa sivil toplum güçlendiğinde toplumsal gelişim hızlanır herkese iş bulunabilir.
Gençlerde en kısa zamanda iş, aş ve eş istiyor… Bakalım ne olacak... Elbette mühendise ihtiyaç olacak. Ama en çok ara elaman ihtiyaç olduğunu biliyoruz. AB ülkelerinde özel sektör çok güçlü her türlü eğitimliye iş var.
Bizde öyle değil, Hangi eğitimi alırsa alsın gözü hep devlet kapısında... Esas kısır döngüde buradan başlıyor.
Yüzbinleri aşkın öğretmen adayı, yine yüzbinlerce üniversite mezunu hep birlikte KPSS sonuçlarını bekliyor. Devlette bunların hepsine iş vermek diye bir zorunluluğu yok. Ama Üniversiteyi bitiren gençler bunun farkında. Hiç bir öğrenci “ben işimi kurarım veya kendimi geliştirmek için özel sektörde çalışırım” düşüncesiyle üniversite bitirmiyor. Hep kafasında devlet kapısına kapağı atmak var.